Takip edenler mutlaka hatırlayacaktır. Türkiye’nin Suriye politikası üzerinde muhtemelen iki yüzden fazla yazı yazdım. Bunların önemli bir bölümünde olabildiğince soğukkanlı bir yaklaşımla küresel ve bölgesel ölçekte durumu analiz etmeye ve tabloda Türkiye’nin yerini anlamaya gayret ettim.
Kuşkusuz herkes hükümet politikalarını, daha geniş ölçekte devletin bu konudaki hamlelerini eleştirme hakkına sahiptir. Nitekim arşive bakan herkes, pek çok başlık altında bu eleştirileri dile getirdiğimi görecektir.
Ancak bir konuda özellikle bazı hatırlatmalar yapmak istiyorum. Suriye’de Arap Baharı zincirinin hemen ardından başlayan ayaklanmada, gerek tutarlılık, gerekse bunu taşıyacak araçlar düzeyinde en makul duruşu Türkiye sergiledi. En başında Ankara, devletin tüm üst düzey aktörleri üzerinden Şam rejimine bazı reform hamlelerini acilen yapması yönünde çağrıda bulundu.
Bugün kimilerinin iki de bir hatırlattığı ‘Boğaz’da verilen dostluk kareleri’, bu çağrının yansımasıydı. Sonrası malum. Günler, aylar süren çağrılara kulak tıkadı Beşar Esad ve rejimin asıl sahipleri. Gelinen nokta ortada.
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/erdogan-yalniz-turkiye-caresiz-mi/yazi-833511































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.