• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 10 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 20 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 18 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 16 °C

Nasuhi Güngör'den: Ordu neden değişmek zorunda

Nasuhi Güngör'den: Ordu neden değişmek zorunda
Türkiye bir yandan Balyoz Davası’nda çıkan kararları ve bundan sonraki hukuki ve siyasi süreci tartışıyor. Diğer yandan birkaç gün sonra gerçekleşecek olan AK Parti kongresini bekliyor.

Kuşkusuz gerçek bunlardan çok daha fazla gibi görünüyor. En azından kendi payıma başından itibaren Türk ordusunun merkezinde yer aldığı kritik dava süreçlerini böyle okuyorum. Peşinen ifade edeyim; bu ülkede darbe ve benzeri hukuk dışı girişimlerin, gayrı meşru operasyonların, Ergenekon ve Balyoz başta olmak üzere önemli davalara yansıyandan çok daha fazla olduğuna inanıyorum.

O bakımdan bu hesaplaşma son derece hayırlıdır.

***

Öncelikle, kim ne derse desin bu saatten sonra Türk ordusunun adeta genlerine işleyen ‘Bu ülkenin kaderi ve geleceği senin elindedir’ anlayışı önemli ölçüde kırılmıştır. Karıştırmayalım; bu söylediğim anlayış görüntü itibarıyla son derece masumdur, hatta çoğu zaman darbe planı filan da içermez. Ancak darbelere ve benzeri hukuk dışı girişimlere kaynaklık eden asıl zemin burasıdır. Darbecinin güç aldığı ve yaslandığı taban ve zihniyet budur.

İkincisi, bununla paralel bir başka anlayış, yani ordunun siyasete etki etme ya da doğrudan müdahalesini meşru gören yaklaşım da gücünü önemli ölçüde yitirmiş ve ordu deyim yerindeyse gerçek sınırlarına çekilmiştir. Bu geri çekilmeyi bir yenilgi psikolojisi üzerinden sunmak isteyenler, ‘ordunun terörle mücadele edecek takati kalmadı, moral olarak çökmüş durumda’ teziyle, eski günlere dönmenin özlemini yansıtsa da, iş işten geçmiştir.

Üstelik tam aksine, ordunun üzerine vazife olmayan işlerin yükünden kurtulup, siyasi iradeye tabi olarak gerçek yükümlülüklerini yerine getireceği bir döneme giriyoruz.

Taşlar yerine oturacak, eski alışkanlıkların kırılması zaman alsa da ordu, siyasetin parçası olarak değil, ortaya koyduğu vizyonun uygulayıcısı olarak yoluna devam edecektir. Ayrıca TSK, tıpkı diğer güvenlik kurumlarında olduğu gibi, kendi insanına karşı örgütlenen bir anlayıştan, bir büyük ülkenin ufkuna destek olan bir yapılanmaya doğru değişmek zorundadır.

***

Resmi biraz daha büyütelim. Üç aşağı beş yukarı Soğuk Savaş döneminin kodlarıyla şekillenen üst düzey komutanların neredeyse tamamı, ordunun dışında kaldı. Bu ne anlama geliyor? Türk ordusunun bu kadar köklü bir değişim geçirmesine neden olan etkenler ve aktörler nelerdir?

Bunlar Türkiye’de yeterince tartışılmıyor. Zaten geniş kesimlerde ele alınmasını da beklememek lazım.

Ancak bu büyük değişimin, Türkiye’nin etrafında şekillenen yeni coğrafyayla ilgisi olduğunu, ordunun içinde yaşanan bu büyük tasfiyenin ardından gelen ‘yeni’ komuta kademesinin, içeriden çok dışarıya bakacağını başlangıç olarak söyleyebiliriz.

Devamını tartışmak için biraz daha zamana ihtiyacımız var.

27.09.2012 Star
Bu haber toplam 391 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim