• İstanbul 15 °C
  • Ankara 11 °C
  • İzmir 18 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 13 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 11 °C
  • Bursa 16 °C

Nedim Odabaş'tan: Siyasetin kirlenen dili

Nedim Odabaş'tan: Siyasetin kirlenen dili
Ne diyordu şair, “Bütün renkler hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler”… Dikkatinizi çekiyor mu bilmem, Türk siyasi tarihinde belki de ilk defa, bu dönemde siyasetin dilinde önü alınamaz, bir türlü tersine döndürülemeyen bir kirlilik yaşanıyor.

Meclis Genel Kurulundaki görüşmelerde kavga ve gürültünün eksik olmadığı gün sanki yok gibi. Sataşmalar, atışmalar ve kirli dil, vekillerin birbirinin üzerine yürümesiyle son buluyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde böylesi bir tartışmada, yapılan yumruklaşmalar sonrasında bir vekilin burnu kırıldı.

Geçtiğimiz günlerde Temel İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve Saadet Partisi Genel idare Kurulu Üyesi Temel Akdağoğlu ile siyasetin geldiği nokta ile ilgili sohbet etmekteydik. Akdağoğlu dedi ki, “Mecliste eksik olan şey Milli Görüş’tür, Saadet Partisi’dir. Meclis’e nezaheti, kavgasız, gürültüsüz ortamı getirecek, meclisi derleyip toparlayacak, vekillerin birbirlerine tam olarak saygısını göstermesini sağlayacak irade Milli Görüş iradesidir. Bir dönemlerde bir milletvekili, Milli Görüş’ün vekillerine itiraf niteliğinde olan bir şey söylemiş. “Biz kürsüye çıktığımızda eğer meclis genel kurulunda Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan varsa, kötü söz söylememeye gayret ediyoruz. Utanıyoruz, çekiniyoruz”

Mecliste eksik olan şey, Milli Görüş iradesinden başka bir şey değildir… Siyaseti, kapitalist bir zihniyet çerçevesinde gerçekleştiren, yandaşlarına imkan sağlamak olarak uygulayan, memleketi kendilerinin babalarının çiftliği gibi görenlerin elbette utanması, çekinmesi ve gözlerinin önündeki kara bulutların ortadan kaldırılmasını sağlayacak bir şeyler olması lazım.

Bugün meclisin en büyük eksikliği muhalefetin olmamasıdır…. Muhalefetin ortaya koyduğu şey, iktidarın dümen suyunda ilerlemek, iktidarın yönlendirmesiyle bağırıp çağırmaktan başka bir şey değildir.

Oysa, muhalef et, ortaya koyduğu iradeyle, iktidarın yaptığı tüm yanlışları geriye çevirebilecek bir perspektifi yansıtacak nitelikte çalışmalar yapan, toplumun bilgilendirilmesi yönünde tüm mekanizmaları kullanan, gerektiğinde toplumsal tepkileri de meclise yansıtabilen bir yapı olmalıdır.

Türkiye, adım adım bir kaosa doğru sürükleniyor… Neredeyse uçurumun eşiğine gelmiş bulunuyoruz. Bu saatten sonra, ya uçurumdan düşeceğiz, ya da bizi buradan kurtaracak bir siyasi iradeye kendimizi teslim edeceğiz.

Bu toplumsal kirlenmenin önünü alabilecek, siyasetin dilini düzeltecek, muhalefet etmeyi gerçek kimliğine kavuşturacak kim var?

18.02.2014 Milli Gazete

Bu haber toplam 578 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim