Çocukluk yıllarının büyük bölümünü anne ve babasının şiddetli kavgalarına tanıklık ederek geçiriyor Shaw. Bunun sonucunda annesi başka bir adamla birlikte Londra’ya gidiyor. Shaw babası ile kalıyor ve babası tarafından okula gitmesi için zorlansa da okulu bırakıp bir emlakçının yanında çalışmaya başlıyor. 1876 yılında ise kız kardeşlerinden biri hayatını kaybedince Shaw Londra’ya annesinin yanına gitmek zorunda kalıyor. Londra’da yaşasa da ömür boyu İrlandalı olduğunu söyleyecektir. Yarım kalan eğitimini British Museum’un kütüphanesinden yararlanarak kendi çabasıyla tamamlamaya çalışıyor.
Shaw’un İngiltere’deki ilk yılları düş kırıklığı içinde geçiyor. Bu dönemde yazdığı 5 roman başarısız oluyor. Fakat “Başarısızlık, başarının anahtarıdır.” sözünün sahibi de kendisi. 1885’te gazetelere kitap, müzik, resim eleştirileri yazar. Aslında hep ressam olmak istemiştir. Annesinin şan eğitimi nedeniyle, müziğe yatkın ve kabiliyetlidir. Zaten tiyatro eğitimini, yazarlardan çok Meyerbeer, Beethoven, Hendel, Wagner, Verdi ama özellikle Mozart’dan aldığını söyler. 1892 de kaleme aldığı Widowers’ Houses (Bekar Evleri) ilk oyunudur.
1880’lerde siyasetle ilgilenmeye başlayan Shaw, değişimin ve reformun gerekliliğine inanarak sosyalist oluyor. Bu düşüncelerin geniş kitlelere ulaşmasını ve daha iyi anlaşılmasını sağlamaya çalışan Fabian Derneği’ne katılıyor. Shaw’un Fabian Cemiyet’inde tanışıp daha sonra yakın dost olduğu, İngiliz sosyalizminin ünlü isimlerinden Beatrice Webb onun için “Çok iyi bir dost. Birçok kadının hayran olduğu bir erkekti. Doğuştan zampara bir kişiliği vardı. Mavi gözleri ile kadınları kolay etkilerdi. Her şeyin ötesinde etkileyici konuşan, ağzı iyi laf yapan, son derece keyifli bir sohbet arkadaşıdır.” der.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/portre/nobel-odullu-george-bernard-shaw-kimdir-h42111.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.