• İstanbul 17 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 22 °C
  • Konya 19 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 26 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 24 °C
  • Bolu 19 °C
  • Bursa 19 °C

Ortadoğu'daki cinayetlere bir romancının bakışı

Ortadoğu'daki cinayetlere bir romancının bakışı
Uzun zamandır hastalıklarla cebelleşen Kadir Tanır, ecel çağrısına uyarak (14 Aralık 2011) Rahmet-i Rahman'a kavuştu. Tanır, edebiyatımızın, Ortadoğu noktasında, yüz akıdır. Kadir Tanır çok yönlü bir sanatçı...

Kadir Tanır Ortadoğu'nun önemini anlamış bir yazar

Kadir Tanır'ın öyküleri hakkında özellikle de Ortadoğu'ya, Filistin'e, Amerika'ya dair yazdığı öyküler üzerinde durmak gerek. Tanır, her şeyden önce, Ortadoğu'nun önemini anlamış ve bu bilinçle yola çıkarak nice güzel öyküler kaleme almış bir yazar. Edebiyatımızda Filistin'e dair yazılmış fazla bir çalışma yok, maalesef. Şiir hariç... Şiir, her zaman hayatın önünde gidiyor. Yıllardır ilgi duyduğumuz, Kudüs ve Filistin'e dair öykü ve romanlar bir elin parmaklarını ancak geçiyor.

İşte yıllar önce, Akabe Yayınları'nın yayınladığı Seher Halife'nin kaleme aldığı Vahşi Dikenler (1987) adlı roman, Gassan Kenefani'nin Nihal Yeğinobalı tarafından Türkçe'ye çevrilmiş, insanı derinden sarsan romanı Güneşteki Adamlar (Alan Yayıncılık, 1986), Özgün Yayıncılık'ın edebiyat serisinden çıkan, Filistinli kadın öykücü Cihad er-Recbî'den Direniş Öyküleri (1996) benim hatırlayabildiğim eserler. Bunların arasına Kadir Tanır'ın yazdıklarını koymak mümkün, her ne kadar iki kapak arasına girmemiş olsa da. Bu vesileyle Tanır'ın Filistin'e dair yazdıklarının ivedilikle bir kitap olarak yayımlanmasını arzu ediyoruz.

Bir edebiyatçı olarak sorumluluğunu yerine getirdi

Yazdığı son öykülerde Amerika'yı, küresel nefret merkezini, Müslüman kanıyla beslenen o canavarı anlatıyordu Kadir Tanır. Nitekim Tanır, yazdığı bu tarz öykülerin bir bölümünü Savaş İmparatorluğu adlı kitapta topladı. Gerçi o kitapta depreme dair de iki öykü vardı. Ancak yoğunluk savaş öykülerindeydi. Sonraları Tanır, Sonsuz Uzak Ölüm'ü yazarak Amerika'nın işgalci zihniyetine ve çabalarına karşı, bir edebiyatçı olarak sorumluluğunu ve görevini yerine getirdi: Küresel nefretin ipliğini pazara çıkararak. O'nun bu öykülerini okudukça biz, her daim, özelde Irak'ta, Filistin'de genelde İslam Coğrafyası'nda yaşananları (Savaş İmparatorluğu'nda yer alan iki öykü de 1991 yılında Bakû'de yaşananları anlatıyor) hatırlayacak ve kardeşlerimizi hatırlayarak küresel nefret merkezine karşı tavrımızı keskinleştireceğiz.

Öykülerinde Filistin davasını işledi

Tanır, Savaş İmparatorluğu'ndaki öykülerle aynı nehirde akan öyküler yazmaya devam etti. Bunlar henüz bir kitap halinde toplanmadı fakat yine de bunlardan bahsetmeye değer.
Nitekim Çikitanya'nın Özgürleştiriliş Öyküsü, Burası Amerika: Kızılderililerin Ehlileştiriliş Öyküsü, Zencilerin Evcilleştirilmesinin Öyküsü gibi Amerika'nın işlediği cinayetleri anlattığı öykülerdir. Bunların yanında Bana Düşünü Anlat, Savunma Hattı, Tüm Yürekler Bir Olsa, Sonsuza Uçan Tay, Resimlerin Dili, Şimdi Dersimiz Coğrafya adlı öyküleri de Filistin'i anlattığı, Filistin davasını işlediği, küresel nefret merkezinin Ortadoğu'daki işlediği cinayetleri gösterdiği öykülerdir.

Amerikan işgallerini anlattı

Savaş İmparatorluğu'ndaki öykülere, bir çeşit nehir öyküler de diyebiliriz. Kitapta yer alan her bir öykü aynı temayı -savaşı, savaşla beslenerek emperyal bir kuvvet olan Amerika'nın işgallerini- farklı cephelerden anlatmış. İlk öykü Başkanın Zor Günü'nde Amerikan başkanının bir üniversitenin mezuniyet töreninde, öğrencilerin muhalefeti yüzünden yaşadığı zor anlar hikâyeleştirilmiş. Öldürme Yetkisi adlı öykü, bir Amerikan askerinin ağzından Amerika'nın kendini ve dünyanın geri kalan bölümünü nasıl gördüğünü anlatan bir öykü. Çocukluğumu İstiyorum'da Iraklı bir çocuğun ağzından 1991 Körfez Savaşı'ndan sonra yaşananlar öyküleştirilirken, üçüncü öykü Öldürme Yetkisi'nde bir Amerikan askerinin bakışından değerlendirilmiş Irak Savaşı. Üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümün son öyküsünde Çocuk A'da ise anne babasını savaşta kaybetmiş Iraklı bir yetimin yaşadığı dram, İnsan Hakları İzleme Komitesinden Amerikalı iki kadının, özellikle de Elizabeth'in bakış açısından gözler önüne seriliyor.

Edebiyatın gücü

Şunu kolaylıkla söylemek mümkündür herhalde; Savaş İmparatorluğu'nu okuyan kişi, 1991'de Irak'ta bir savaş bir katliam yaşandığını bilir. Bu da edebiyatın gücünü ortaya koyuyor. Kadir Tanır, edebiyatımızın, Ortadoğu noktasında, yüz akıdır. Allah, yazdıklarını, bağışlanması ve büyük şefaate erişebilmesi için şefaatçi kılsın. Böyle olacağına dair bir inancımız ve bir temennimiz var. Kutlu haber bize yılların perdesini yırtarak sesleniyor, çünkü: "Doğu'da bir müminin ayağına bir diken batsa, Batı'daki bir mümin bunun acısını hissetmezse, olgun bir mümin sayılmaz."

10.01.2012 Milli Gazete
Bu haber toplam 937 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • İkinci Kez Yolu Açık Olsun Yavuz Bülent Bakiler’in02 Ekim 2025 Perşembe 11:06
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim