• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 10 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 20 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 18 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 16 °C

Özlem Albayrak'tan: Müslümanların Masumiyeti: Suçun özgürlüğü!

Özlem Albayrak'tan: Müslümanların Masumiyeti: Suçun özgürlüğü!
Agos Gazetesi dün, 'İfade özgürlüğü bahane, İslamofobi şahane' manşetiyle çıktı.

Ama Agos'un doğru söylediğini de bilelim...

Bu filmin, Obama'nın Başkanlık seçimlerinde elini zora sokmak için yapıldığı tezi kısmen doğru olabilir. Ancak bu durum, Avrupa'da yükselen ve hatta devlet politikalarına girmeye başlayan ırk ve din ayrımcılığının, şimdilik sadece dini ayrımcılık kısmının ABD'de filizlenmeye başlamış olabileceği ihtimalini göz ardı etmemizi gerektirmez. Evet, geçtiğimiz yıl ABD'nin Florida eyaletinde Kur'an-ı Kerim yakan rahip Terry Jones'u bir kaçık/meczup olarak görelim, bu filme ve hatta hemen ardından Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'da yayınlanan Hz Muhammed karikatürlerine de 'istisna' muamelesi çekelim ama ifade özgürlüğü kadar nefret suçunun da Batı menşeli bir hukuki kavram olduğunu da bilelim.

Nedir nefret suçu: (AGİT) Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na göre şöyle bir şey: 'Mağdurun, mülkün ya da işlenen bir suçun hedefinin gerçek veya hissedilen ırk, ulusal ya da etnik köken, dil, renk, din, cinsiyet, yaş, zihinsel ya da fiziksel engellilik, cinsel yönelim veya diğer benzer faktörlere dayalı olarak benzer özellikler taşıyan bir grupla gerçek ya da öyle algılanan bağı, bağlılığı, aidiyeti desteği ya da üyeliği nedeniyle seçildiği kişilere veya mala karşı suçları da kapsayacak şekilde işlenen her türlü suçtur.'

Görüldüğü gibi, nefret suçunun söz konusu olabilmesi için zarar gören bir bireyin var olması gerekiyor; dolayısıyla Müslümanların peygamberi üzerinden Müslümanların tamamını aşağılamaya, ayrıştırmaya ve küçümsemeye yönelik karikatür basma, sinema filmi yayınlama, Kur'an yakma gibi eylemler nefret suçu kapsamına değil, ifade özgürlüğüne giriyor.

Oysa filmin yapımcısı ve yönetmeni İsrail asıllı Amerikan vatandaşı Sam Bacile'in Amerikan Wall Street Journal Gazetesi'ne verdiği demeçte söyledikleri, nefret suçu kapsamına girmese de aşırı derecede nefret dolu duruyor: 'İslam kanserdir, Müslümanlar da yok edilmesi gereken böceklerdir. Bu film ile İslam'ın nefret içerikli bir din içerikli olduğunu göstereceğim'. Cümle içinde nefreti kullan, bir bireyi işaret etmekten kaçın ve nefret suçundan muaf ol. Bu mudur ifade özgürlüğü?

Bütün muhafazakar yayın organlarında 'yorumsuz' verilen olaya dünkü Agos'un getirdiği yorum bence durumu anlatıyordu: 'Londra'da, Paris'te ya da New York'ta görünürlükleri hızla artan Müslümanların inançları söz konusu olunca arkasına sığınılan ifade özgürlüğü, aniden kendisine benzemeyene karşı olan nefretin üstünü örten bir perdeye mi dönüşüyor? Almanya'da 'cami ve göçmen' düşmanlığıyla tanınan ve bununla övünen Pro Deutschland grubunun, film için özel gösterim düzenleme isteği, ifade özgürlüğüne duyulan derin saygının bir ifadesi midir? ...İçinde yaşadığımız Ortadoğu ve İslam dünyasında, kendisine benzemeyenin hakları ve eşitliği konusunda ciddi sorunlar var ve bunu en iyi bilenler de bu coğrafyanın azınlıkları... Ancak bu, Batı'nın İslam ve Müslümanlarla ilgili sahip olduğu çifte standardı görmemize engel değil. İncil'de denildiği gibi, 'Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.'

Film sırf ABD'de çekildi diye, kendine Müslüman diyen insanların ABD'li bir diplomatın canını almasını ne vicdanla, ne İslam'la açıklayamam. Bizim inancımızın; aynı propagandayı Hz. İsa ve Hristiyanlık aleyhine yapmaya elvermeyeceği de aşikar. O halde ne yapılabilir? Sanırım, protesto... Sonuç itibariyle mesele ifade özgürlüğüyse, protesto da bir ifade biçimidir.

Şunu söylemek gerekiyor; Avrupa, AB nezdinde de görülebileceği üzere, sadece ekonomik değil siyasi değerler noktasında da bugüne dek ürettiği birliktelik duygusunu devam ettireceğe benzemiyor. Ayrışma, Avrupa'da ırkçılığa evriliyor: Genelde kendinden olmayana yani müslümana karşı , özelde de sözgelimi Alman'ın Yunan'a karşı ırkçılığına...

Ancak aynısının ABD'ye olması; çokkültürlülük, kozmopolitanizm ve liberalizm değerleri üstünde oturan bu ülkenin ölümü demektir.

Umalım da akletsinler, umalım da İslam'a yönelik terbiyesizliklere bir çözüm bulabilsinler...

21.09.2012 Yeni Şafak
Bu haber toplam 446 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim