Yahudileri stratejik müttefik olarak doğalgaz işine bulaştırabilmek için her türlü tavizi veren bir evvelki Rum Yönetimi başkanı Papadopulos, çıkarılacak olan doğalgaz ve petrolde yüzde 10 gibi küçücük bir rakama razı olup, 'Doğalgaz ve petrol çıkarım ve işletim' anlaşmasının altına imzasını atmıştı.
Rumlar bu anlaşmadan müthiş bir gol yediler.
Politik olarak kazanım elde ettiklerini varsayarken, ticari olarak büyük kayıplara razı oldular.
Bu anlaşma ile Rumları teslim alan İsrailliler, doğalgazın borular ile taşınabilmesine olanak sağlayacak ve yapım değeri milyar dolarla telaffuz edilen "Gaz Sıvılaştırma Tesisinin" Kıbrıs adasında kurulabilmesi için açıkça toprak istediler Rumlardan.
İşin sonunda Rumlar hem toprağı verecek, hem de "Gaz Sıvılaştırma Tesisini" kurmak için gerekli olan sermayenin bir kısmını da ödemek zorunda kalacak.
Görüldüğü gibi İsrail'in dişleri yukarılara doğru hareket etmeye başladı. Bir kere ellerini kaptırdılar artık. Gerisi gelecek.
Rum Yönetimi Savunma Bakanının 9 Ocak 2012'de gerçekleştirdiği ziyaret sırasında İsrailli mevkidaşı Ehud Barak ile Tel Aviv'de imzaladığı askeri anlaşma, dün Rum Meclisi tarafından onandı.
Askerini güçlendirmek için Yunanistan'dan ümidini kesen Kıbrıs Rum Yönetimi, Meclisinde onanan bu anlaşma ile Rum Milli Muhafız Ordusunu tamamen İsrail'e teslim etti.
"Gizli Bilgilerin Karşılıklı Korunması Anlaşması" başlığını taşıyan bu anlaşma ile Rumlar savunma ve askerî programlarını Yahudilerin ellerine bırakmış oldular. Silah, teçhizat ve araç gereç alım ve tamirlerinde, bakımlarında, revizyonlarında ve güncelleştirilmelerde artık İsrail söz sahibi.
Rumların can damarını ele geçiren Yahudilerin kısa bir zaman içinde Güney komşularımızı "Yat Arap, kalk Arap" konumuna düşürecekleri kesin.
Yahudilerin istedikleri olmadığı takdirde, savunmanın açık vereceği ve "Türklerin geleceği" kendilerine hatırlatılacak hemen.
Bunlar daha işin başı.
Arkadan ekonomiyi de ele geçirme girişimleri masaya kondu.
Rumlar, İsrail'den doğalgaz ithalatı yapılması ve elektrik alınması için görüşmeleri sürdürüyorlar ve kahve falında, yakında İsrail taraflarına doğru yolculukları gözüküyor, hem de arka arkaya.
Bu batık hallerinde ve iflas konumlarında Rumların, İsrailli'lere tavla teslim olacakları açık ve İsrail'in avucuna düştükten sonra da kurtuluşları olanaksız.
Yakında İsrail'in güney komşumuz olacağı fikrine şimdiden kendimizi alıştırmamız gerekiyor. Bu durumda üniversitelerimizde İbranice kursları başlatmamızın adanın geleceği dikkate alındığında çok akıllıca bir uygulama olacağı kesin.
06.07.2012 Milli Gazete






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.