Bize biraz kendinizden, hikâyenizden, yolculuğunuzdan bahsedebilir misiniz?
Tabii memnuniyetle. 1973 yılının 29 Eylül’ünde Edirne’de doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Edirne’de tamamladım. Malumunuz Edirne, Osmanlı’nın tarihî dokusunu ve köklü izlerini çok canlı bir şekilde yaşatan hem coğrafyası hem de kültür varlıklarıyla yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın da en güzel şehirlerinden birisi. Tunca ve Meriç kıyısında ve Eski Cami’nin gölgesinde büyüdüm diyebilirim. İnsanı doğduğu şehrin toprağı, suyu, havası şekillendirir diye düşünüyorum. Bu yüzden kendimi hep oraya ait hissederim. 1991 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandım. Bu bilinçli bir tercihti, çünkü daha lise çağlarımda Osmanlı şiirine karşı büyük bir ilgi ve sevgi duyuyordum. Anlamını tam kavrayamasam da ilk gençlik yıllarımda Fuzûlî’den beyitler ezberimdeydi. Sanırım beni ilk çeken özellik, şiirlerin musikisi olmuştu. Üniversite eğitimim sırasında kıymetli hocam Prof. Dr. Tahir Üzgör’le tanışmam Osmanlı şiirine olan ilgimi daha da artırdı. 1995 yılında yüksek lisans eğitimime başladım. Ardından 1996 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak mesleğe adım attım. Sonrasında doktora, doçentlik ve profesörlük olmak üzere akademik hayatın gereklerini yerine getirip bu günlere geldik.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.