Biz inanıyorduk ki, Şam İstanbullunundu; aynen İstanbul'un Şamlının olması gibi...
Çin'den, İran'dan, Rusya'dan dem vuranlar var.
Benim gözümün önünde canlanan tabloda ise, olayın vukuundan kimsenin benden daha fazla bilgisi olmadığı...
Kuşkusuz herkesin bir hesabı var, bu kesin. Ama somut olayın neresinde yer alır o hesap, orası meçhul...
Benim durduğum yerde Moskova çok uzaklarda kalıyor. Tahran uzakta... Pekin uzakta... İçinde yaşadığım Ankara bile çok uzakta...
Ama dünyayı dinlemek istiyorum bulunduğum uzaklıktan. İstanbul'u dinler gibi... İstanbul'u Orhan Veli'nin dinlediği gibi:
"İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı."
Ne ki, Ankara'dan dünyayı dinlemeye kalkıştığımızda duyulan seslerin tınısı İstanbul'un cıvıltıları kadar net değil... Kirli...
28.06.2012 Yeni Şafak






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.