• İstanbul 16 °C
  • Ankara 20 °C

“Safahat'ı okuyan kimse ülkemiz için kendini adar”

“Safahat'ı okuyan kimse ülkemiz için kendini adar”
‘Duruşunu Bozmayan Adam-Mehmet Âkif Ersoy’ kitabının müellifi eğitimci, yazar Mehmet Nezir Gül, Genç TYB’nin gerçekleştirdiği “100.Yılında İstiklal Gençliği” söyleşisine katılarak önemli açıklamalarda bulundu.

22 Mayıs 2021 tarihinde instagram üzerinden canlı yayınlanan programda Gülfem Akyıldız’ın sorularını cevaplandıran Gül, Mehmet Âkif  Ersoy’un hayatı, eserleri,  şahsiyeti, şairliği ve edebi kişiliği hakkında bilgiler verdi.

Eğitimci, yazar Gül, bu yılın “İstiklal Marşı Yılı” olarak ilan edilmesinde Türkiye Yazarlar Birliği’nin ciddi bir payı olduğunu,  TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da desteğiyle 2021 yılı ‘İstiklal Marşı Yılı” ilan edildiğini hatırlatarak “ Bu her şeyden önce bir vefa örneğidir. Milletimize, devletimize hizmetleri geçmiş değerli büyüklerimizi anmamız gerekir. İstiklal Marşımızın yazarı, şairi Mehmet Âkif Ersoy başlı başına harika bir insan. Akif’i anmamız önemliydi. İşin bir ayağında devlet, bakanlıklar var diğer ayağında sivil toplum kuruluşları var. Bu yılda kalıcı eserler ortaya konması gerekiyor ki sonraki yıllarda da bu mesele unutulmasın ve bir sorumluluk çerçevesinde devam etsin. İyi insanlar, hayırlı insanlar her zaman için hayırla anılmalı, zikredilmeli bu da onun bir uzantısıdır. Ben, başta sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere kutlamalarda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.

Âkif’i okudukça o’na olan muhabbetim arttı

Konuşmasında duruş sahibi olmanın, bir fikir sahibi, bir dava sahibi olmanın da önemli olduğunu vurgulayan Mehmet Nezir Gül, “Ama dava ve fikir sahibi olan insanların bir müddet sonra davalarını nasıl dönüştürdüklerini veya kendilerini nasıl dönüştüğünü veya davalarıyla beraber davasını kullanarak nerelere evrildiğini, farklı noktalara savrulduğunu üzülerek müşahede ediyoruz. Biraz da insanın yapısında var olan, bütün insanların yapısında iyilik ve kötülük, olumlu ve olumsuz duygular, hissiyatlar her ikisinin de hem iyi hem kötü hem olumlu hem olumsuz düşüncelerinin yer edebileceği potansiyeli insanoğlu barındırıyor. Dolayısıyla kişiler hangi duygularını beslerse hangi yönünü geliştirirse o yönüyle ortaya çıkar. Hem Mehmet Âkif Ersoy'u bizim İstiklal şairimiz olması hasebiyle tabii ki sevgimiz var. Âkif bizim için çok önemli bir şahsiyet. Dolayısıyla, Âkif şairliği ile ön planda ama Âkif şairliğinin yanında bir fikir, ilim, adamıdır. Kalem erbabı bir insandır. Hem onun şiirlerini hem onunla ilgili yazılmış bazı eserleri, kendisinin yazmış olduğu makaleleri ve çevirileri okuyup, değerlendikten sonra okumaya başladıkça ben de Akif’e karşı çok büyük bir muhabbet oluştu. Tabii o zamanlar o dönemlerde biraz da insanların 28 Şubat dönemlerinde, zor dönemlerde insanların kişiliği, karakteri ortaya çıkar. Dolayısıyla 28 Şubat döneminde yaşadıklarımız, özellikle bir manevi dünyada bu camiada olan insanlardan bir kısmının ideallerinden çok rahat bir şekilde vazgeçerek kendi içerisinde bulunan camiaya sırt dönmesi, zoru, sıkıntıları görünce sırt çevirmesi o okumalarda o döneme denk geldi. Bende notlar almaya başladım. Deyim yerindeyse bu döneklikler beni de çok üzdü, rahatsız etti. Ama Mehmet Âkif Ersoy’un şahsiyetinin bütünselliği özü, sözünün bir oluşu bu adam duruşunu bozmuyor bu adam istikametini, yerini ,yönünü durum ne olursa olsun çevirmiyor. Bugün Cumhuriyet rejimi var, Cumhuriyet rejimine göre konuşmak, yarın saltanat var saltanata göre konuşmak veya padişaha göre konuşmak. Öbür gün daha ayrı bir ortam oldu ona göre konuşmak. Bu tür davranışlar zaten Akif’in semtine bile uğramayan şeylerdir. Öyle olunca notlarda kitaplaşmaya başlayınca haliyle de dedik ismini de inşallah böyle koyarız. O sıralarda bir çocuğumuzda oldu, çocuğumuzun adını da Mehmet Akif koyduk. Böylece devam etti.” diye konuştu. 

İstiklâl Marşımız bu coğrafyada yaşayan herkese mesajlar veriyor

 “Mehmet Akif Ersoy çok yönlü bir insan.  Aile ortamı, insanın yetiştiği ortam çok önemli. Babası Tahir Efendi, aile hayatı ve kişisel yaşamı itibariyle temiz hem zihin dünyası da çok berrak, çok temizdir . Babası müderrislerdendir.” diye konuşan eğitimci yazar Gül sözlerini şöyle sürdürdü:

“Akif kendini İslami ilimlerle geliştirmiş bir âlimdir. Bu yönüyle baktığımız zaman Mehmet Akif âlim bir insandır, medresede okutulan ilimleri kendisi bütünüyle öğrenmiş, okumuş, kavramıştır. Aynı zamanda aydın bir insandır. O gün için dünyada, Avrupa’da ne var ne yok, bunları takip eden  , notlar alan, yazılar yazan bir insan. Toplumu aydınlatan, münevver bir insan.  Aynı zamanda edip bir insan. Edebiyatçı, şiirler yazan, sanatsal duyarlılığı olan bir insan. Diğer taraftan yayıncı bir şahsiyet. Çıkardığı dergiyle Eşref Edip ile birlikte ciddi manada İslami anlayışın ve düşüncenin şekillenmesinde, ittihad-ı İslam anlayışını savunan insanların belli bir merkezde yer alması anlamında da tabii ki önemli bir katkıda bulunmuştur.Kendisinin aynı zamanda mücadeleci bir insan olduğunu düşündüğümüz zaman ‘mücahit’ de diyebiliriz.  İstiklal mücadelesinde yer alan, vazifesini yerine getirme anlamında bunun rahatını, keyfini, sahip olduğu zevkleri, dünyevi imkanları bir tarafa bırakarak savaş meydanına, cepheye koşabilen bir insan. Bunu gösteren edebiyatçı, yazar, şair o dönemde çok az olmuştur. Uzaktan farklı şekillerde destek olmaya çalışmış ya da oluyor gibi göstermişlerdir. Mehmet Âkif'i cephede de görürüz, savunduğu değerler doğrultusunda ülkesi için vatanı için milleti için gerektiğinde canını bile feda etmekten çekinmeyeceğini  göstermiştir. Dolayısıyla şiirlerine, eserlerine, yazılarına, konuşmalarına, tavırlarına baktığımız zaman hakikaten milletine, devletine insanlığa sevdalı. Bu sevdayı Anadolu ile de sınırlı görmemek lazım. 

Biraz daha coğrafyayı geniş düşünmemiz gerekir. Sadece Türklerin değil, İslam inancına mensup mümin kardeşlerimizin de yaşadığı pek çok coğrafyadaki müminlerin hassasiyetini, müminlerin içerisinde bulunduğu durumu da idrak etme, onların uyanışı, direnişi, çabası ve yeniden dünya sahnesinde güçlü bir biçimde var oluşları için gereken çabayı da göstermiştir. Bunlar da onun ne kadar çok yönlü ne kadar mütekamil bir insan olduğunu aynı zamanda da kendi yaşadığı toplumun, devletin, milletin değerleriyle barışık olduğunu, onların acısını kendi acısı olarak bildiğini, sevincini onlarla paylaştığını da çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz. 
Şu da çok enteresandır İstiklal Marşı; hangi ırka, hangi topluluğa, hangi bölgeye, cinsiyete, inanca sahip olursa olsun aslında bu coğrafyada yaşayan herkesin rahatlıkla benimseyebileceği bir metindir. Özgürlük manifestosudur. Aynı zamanda D. Mehmet Doğan abimiz sıkça ifade eder “milli mutabakat metni” der. Bu da tabii ki de gerçekten önemli bir husus.” 

Akif gençlerden en çok ilim ehli olmalarını istiyor

Akif ‘in gençlere çok önem verdiğini belirten eğitimci-yazar Gül, “Akif’in Safahatının önemli bir bölümü de Asım’dır. Dolayısıyla gençler için özel bir kitap yazmıştır. Burada bir taraftan Köse İmam var, bir taraftan Hocazade, Asım var.  Akif gençlerden en çok ilim ehli olmalarını istiyor. Sanat erbabı olsunlar, tembellikten uzak olsunlar. Vatan, millet sevgisi çok çok yoğun  bir biçimde olsun ister. Ve samimiyet yine Akif’in aradığı en önemli hususlardan bir tanesidir. Bu arada hem Doğuyu hem de Batıyı bilen bir insan olmasını ister. Çünkü kendisi de Fransızca, Farsça, Arapça biliyordu. Türkçeyi harika yazıyor ve konuşuyordu. Dil aynı zamanda bir kültürdür. Batı kültürünü de Doğu kültürünü de İslam’ın özünü de gençlerimizin iyi bir şekilde bilmesi, kavraması gerekiyor. 

Geçmişte ve günümüzde yaşayan değerlerimizi unutmayalım

Eğitimci, yazar Mehmet Nezir Gül yaptığı konuşmada Âkif’in gençlere bakışını ve gençlerden beklentileri olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Asım’ın kavgacı yönü var. Ama bu kuru bir kavga değil. Bilinçli bir mücadeleye sevk eder. Dolayısıyla gençlerin mücadele insanı olmasını ister. Vatanı için mücadele eden, ilmi yönden geliştiren, sanatsal yönü olan, başkasına el avuç açmayan , şiddete yönelmeyen genç ister. Akif diyor ya: Asım'ın nesli. Diyordum ya. Nesilmiş gerçek: / İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek./       İfade ederken de Mehmet Âkif Ersoy’un gençlerimize yönelik söylediği en önemli husus bir bilinç sahibi olmasıdır.  Bir ideal ve dava sahibi olmadır. Mehmet Akif’de böyle bir davanın  neferiydi. Ben de bu hususların üzerine eklemek isterim ki, her genç arkadaşımız mutlaka Safahat’ı okusun. Bizim geçmişte ve günümüzde yaşayan öncülerimizi bilmemiz ve tanımamız gerekiyor. Bu önemli. Akif’in hayatını bildikçe onu sever, onun düşüncelerini sever ve daha çok ideallerine bağlanırız. Yaşayan değerlerimize sahip çıkmalıyız. Akif’in davası Allah ve Resulü davasıdır. Dolayısıyla gençlerimizin Allah ve Resulüne olan bağlılığı ve iman gereğini yerine getirme hassasiyetini bir kere daha vurgulamak isterim. Safahat’ı okuyan insan boş duramaz. Öğrenci ise okulda kendini en iyi biçimde yetiştirir, esnafsa işini en güzel biçimde yapar. Tembellik yapmaz. Herkese örnek olur. Kişiliği ile, oturmasıyla, kalkmasıyla ahlakıyla örnek olur. Geleceğe yönelik çok güzel hayallerimizin ve çabalarımızın olması gerekiyor. Bu anlamda Akif’in bize çok güzel bir miras bıraktığını, çok güzel bir şahsiyet olarak sadece Safahat’ı bırakmadığını büyük bir şahsiyet abidesi bıraktığını söyleyebiliriz. Ne mutlu ki Akif gibi şahsiyetimiz var, ne mutlu ki Türkiye Cumhuriyetinin Mehmet Akif Ersoy gibi bir insanın yazmış olduğu, onun düşünce ve ruh dünyasından geçen harika şiirinden meydana gelen İstiklal Marşımız var. İnşallah bize kıyamete kadar da ruh ,dinamizm verecek. Bize diriliş ruhunu aşılayacak bilinçte. Bu yüzden de Rabbimize hamd ediyoruz. Akif’i sadece anmakla değil onu anlamak onun hayatını en güzel bir biçimde birbirimize de aktararak bu güzel örnekleri de yaşamayı da Rabbim hepimize nasip eylesin.”

Gülfem Akyıldız – Mahmut Erdemir

Bu haber toplam 426 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim