• İstanbul 14 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 13 °C
  • Konya 7 °C
  • Sakarya 15 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 13 °C
  • Bolu 9 °C
  • Bursa 11 °C

Sedat Laçiner'den: Suriye ve İran'ı kandırdık mı?

Sedat Laçiner'den: Suriye ve İran'ı kandırdık mı?
Türkiye'nin İran ve Suriye ile ilişkileri son 1 yılda adeta tepe taklak oldu. Dostluk ve işbirliği mesajlarının yerini tehdit ve çatışma dolu bir dil aldı.

Türkiye değişim taleplerini öylesine net bir şekilde belirtmiştir ki bazı Suriyeli yetkililer "evet bizim ülkemiz diktatörlüktür" demek zorunda kalmışlardır. Hatta bir Türk gazeteci Devlet Başkanı Beşar Esad'ın yüzüne "bu diktatörlüğe ne zaman son vermeyi düşünüyorsunuz" diyecek kadar ileri gidebilmiştir. Başka bir deyişle Türkiye ne Esad rejimini onaylamıştır, ne de Suriye'nin çağ dışı ekonomik ve siyasi sistemini tasvip etmiştir. 

Bu noktada değişen Türkiye değil, Suriye'dir. Suriye değişim için gerekli altın kıymetindeki zamanı iyi değerlendirememiştir ve Arap Baharı'na hazırlıksız yakalanmıştır. Buna rağmen Ankara hemen tavır değiştirmemiştir. Ne zaman ki Esad gemilerden şehirleri vurmaya başlamıştır, ne zaman ki tanklar ve uçaklar kitleleri ayrım gözetmeksizin bombalamaya başlamıştır, işte o vakitten sonra Suriye'ye zaman tanıma imkânı da kalmamıştır. 

***

İran'a gelirsek, mevcut hükümet İran konusunda beni dahi hayrete düşürecek kadar sabırlı ve şefkatli davranmıştır. Türkiye, İran'ı Batı karşısında nükleer çalışmalar konusunda hep korumuştur. Üstelik bu kadar riskli bir kollama İran'ın bu konudaki sözlerinde samimi olmadığını bilinmesine rağmen gerçekleştirilmiştir. Çünkü Türkiye İran'ı kazanmayı ve bölgesel işbirliğini İran'ın nükleer güç olmasından daha hayati bir konu olarak görmüştür. Türkiye, İran için risk almada o kadar ileri gitmiştir ki, BM Güvenlik Konseyi'nde bu uğurda Brezilya ile birlikte tüm dünyaya meydan dahi okunmuştur. O günlerde de söyledim, bugün de tekrar edebilirim, İran yönetimi bu risklere değmezdi. Fakat Hükümet benden daha cesur çıktı ve her türlü riski bölge barışı için üzerine aldı. 

Bazılarının iddia ettiği gibi Cumhurbaşkanı, Başbakan veya Dışişleri Bakanı o günlerde İran'a veya Suriye'ye karşı safça hareket etmediler. Kendileriyle yaptığım görüşmelerde bu ülkeler ile ilgili olarak benden çok da farklı düşünmediklerini tespit etmiştim. Ancak asıl mesele barışa ve bölgenin birleşmesine bir şans verebilmekti. Türkiye bu şekilde Müslüman ülkelerin çatışma kültürüne bir son vermek istiyordu. Ne yazık ki ne İran, ne de Suriye bu şansı iyi kullanamadı ve döndük yeniden başa.

16.08.2012 Star

Bu haber toplam 439 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim