• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 10 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 20 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 18 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 16 °C

Sedat Laçiner'den: Tiyatroyu bırakın, suça bakın

Sedat Laçiner'den: Tiyatroyu bırakın, suça bakın
Mahkeme bitti, ama tiyatro bitmedi. Yargılama süresince hâkimleri ve savcıları tehdit eden sanıklar şimdi de mahkemeyi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Elbette medya desteğiyle.

Hukukta cezalandırmanın 3 temel maksadı vardır: 1) Cezalandırma, 2) Önleme, 3) Islah etme. Bu amaçlardan ilki, yani cezalandırma suçun karşılığını vermektir. Suçluya öyle bir ceza vermelisiniz ki vicdanlar rahatlasın, "suçlular layığını buldu" desinler. Aksi taktirde mağdurların intikam damarlarını harekete geçirirsiniz. 

Ceza vermeden ikinci murat ise yeni suçları önlemektir. Verdiğiniz ceza öylesine bir ceza olmalıdır ki o suça yeltenecek olanlar bir kez daha düşünsün, cezanın büyüklüğü karşısında geri adım atsınlar. Yani yeni suçlar böylece önlenmiş olsun. 

Son olarak mahkemeler ceza verirken suçluları ıslah etmeyi hedef alırlar. Verilen ceza mahkûmları iyileştirici etki yapmalı, mümkünse yaptıkları suçtan pişman olmalıdırlar.

Balyoz kararlarına bu kriterler çerçevesinde baktığımızda cezaların suçun, yani darbe girişiminin tam karşılığı olduğu, yeni girişimleri ise önleyecek kadar ağır olduğu anlaşılır. Ceza alanların bu şekilde ıslah olacakları, darbeciliği bırakıp daha demokrat bir anlayışa kavuşacakları konusunda şüphelerim olmakla birlikte bu tür kararlar yeni nesillerin militarist anlayıştan kurtulmasında ciddi katkılar sağlayacaktır. 

Balyoz davası başta Ergenekon olmak üzere darbecilik ve derin çeteleşme konusundaki diğer davalara emsal olacaktır. Balyoz davasındaki suç sadece bir teşebbüs ise 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Mayıs darbenin bizatihi kendisidir. Bu nedenle her üçünün de mutlaka yargılanması ve yapılanların 'suç' olarak tescil edilmesi gerekir. Bu noktada önemli olan bu davalarda kimin hangi cezayı aldığı veya o cezaların ne kadarını çekecekleri değildir. Aslolan darbenin gerçekten suç haline gelmesi ve bu suçu işleyenlerin cezasız kalmayacaklarını bilmeleridir.

TRT'ye bravo

Konu darbecilik olunca şu sıralar TRT 1 ekranlarında her Salı akşamı yayınlanan 'Seksenler' adlı diziye değinmeden edemeyeceğim. Müfit Can Saçıntı'nın yönetmenliğini, Birol Güven'in yapımcılığını üstlendiği dizi 12 Eylül darbesini ve sonrasında yaşananları mizahi bir dille anlatıyor. Darbenin ne olduğu konusunda aklı karışıklara mutlaka tavsiye ederim. Darbenin nasıl bir şey olduğunu hatırlamalarına yardımcı olacaktır. Yeni nesil ise eminim bu diziden hiçbir şey anlamıyordur. Yaşananların gerçek olduğuna bir gram olsun ihtimal vermiyorlardır ve diziyi 'uçuk' buluyorlardır. Teşekkürler TRT, teşekkürler 'Seksenler' ekibi...

25.09.2012 Star

Bu haber toplam 375 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim