• İstanbul 16 °C
  • Ankara 5 °C
  • İzmir 15 °C
  • Konya 8 °C
  • Sakarya 15 °C
  • Şanlıurfa 14 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 7 °C
  • Bursa 14 °C

Sefa Saygılı'dan: Haşhaşiler ve Hasan Sabbah

Sefa Saygılı'dan: Haşhaşiler ve Hasan Sabbah
Hasan Sabbah ve 1090 yılında kurduğu Haşhaşiler terör örgütü tarihte yer etmiş ve tesirleri bugünlere uzanan ilginç bir vakıadır.

Saf ve temiz gençleri dine bağlılıkla kendine çekti. Onların beyinlerini yıkadı. Kimini tüccar, kimini diplomat, kimini de propagandist olarak eğitti ve devlete sızdırdı.

İlk hedef Selçuklulardı. Devleti zayıflatmak için her türlü alçakça oyunu, iftirayı ve komployu denediler. Devletin içine soktukları adamları ile içten çökertmek için ellerinden geleni yaptılar.

Ordu ve emniyet güçlerine sızmaya çalıştılar. Halk, mal ve can güvenliği sağlamak amacıyla Batıni saflarına katıldı.

Haçlı ordunun gelmesi çok işlerine yaradı. Etkilerini ve topraklarını genişletmek için Selçuklulara ve Sünnilere karşı  Haçlılarla birlikte hareket ettiler. Suriye’nin Haçlıların eline geçmesini sağladılar. Kendileri de bunun karşılığında istedikleri yere yerleştiler ve kalelere sahip oldular.

 Hasan Sabbah cahil ve bilgisiz biri değildi. Aksine alimdi, insanları etkileme ve bir nevi hipnotizme etme yeteneğine sahipti.

Bağlıları ona son derece inanmışlardı. Onu mesih veya mehdi, hattâ peygamber olarak görüyor, her dediğini tartışmasız kabul ediyorlardı. Sabbah sanki ilahi işaretlerle, vahiyle konuşuyor, davranıyordu

Elindeki kozlarla hükümdarları, tüccarları, iş adamlarını korkuttu. Onunla barış ve dostluğun temini için kendisine bağış, vergi ve haraç vermeye başladılar. Batıniliğin temel inancı başkalarına hayat hakkı tanımamasıydı. Üyelerinin pikolojik motivasyonları güçlüydü. Bu sebeple de adanmışlık, sadakat ve bağlılık seviyeleri yüksekti. Gizlilik esastı. Örgütün sınırları ve gücü her zaman muammaydı. Güçleri az ama etkileri yüksekti. Hukuki ve ahlaki kurallara uymazlardı.

Büyük devlet adamı, Selçuklu’nun yüz akı ve muhteşem veziri Nizamülmülk’e cephe aldılar, onunla uğraştılar. Aslında Sabbah, vezir  Nizmülmülmük’ün sınıf arkadaşıydı ve ona valilik teklif etmişti. Fakat Sabbah’ın gözü yukarlardaydı ve ülkeyi kontrolüne almak istiyordu.

Sonunda suikastla fedailerine şehit ettirdiler. Nizamülmülk onlar hakkında şöyle konuşmuştu:

Her yerde, her devirde asiler çıkmıştır. Fakat hiçbir Rafizi mezhepBatıniler kadar kötü olamaz. Zira onların gayesi İslâmiyeti ve devleti karıştırmaktır. Bu sahtekârlar Müslümanlık iddiasında görünürler, lâkin hiçbir düşman Hz. Muhammed’in dini ve yüce Sultan’ın devleti için onlar kadar tehlikeli değildir.”

Haşhaşilerin etkisinin kırılması devlet içinde devlet olduklarının deşifre olmasıyla mümkün hale geldi.

Hasan Sabbah, arkasında güçlü bir silahlı örgüt ve korku bırakarak 1124 yılında öldü.

Haşhaşilerin yok edilişi bir başka zalime Hülagü Han’a nasip oldu. 1256’da Alamut Kalesi’ni yerle bir etti.

24.01.2014 Milat

Bu haber toplam 490 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim