Halil Arslan yazdı...
Epeydir Akif Emre merhum ve kitaplarına yönelik bir ilgimi beslemeye çalışıyorum. Akif Emre'yi dünyabülteni'nden tanıyordum, haberiyat.com'dan haberim vardı ama asıl ilgim iyi bir Akif Emre okuru olan akademisyen bir dostum ve yine onun vasıtasıyla tanıştığım Dursun Çiçek'le yaptığımız online bir program sonrası arttı. Vefatından sonra kendisinin de Aliya için uyardığı yanlışa düşmeden yani ele alınan kişiyi zamanımızın bir tüketim ve anma nesnesine düşürmeden 'Akif Emre ne diyordu, ne yapıyordu' soruları eşliğinde kitaplarından, yazılarından 'bu çağda Müslüman nasıl olmalı, nerede durmalı, ne yapmalı' gibi sorgulamalara Akif Emre'nin bakışından da cevaplar arıyorum. Henüz işin başında olduğumu Akif Abiyi tanımadığımı baştan belirtmeliyim. Bu yazı da benim gibi Akif Emre'yi tanımaya başlayanlara, başlayacaklara yönelik kısa bir değini olacaktır. Dursun Çiçek'in de belirttiği gibi bizdeki İslamcılık tartışmaları genelde literatür üzerinden ilerliyor Akif Emre ise bizi o muhteşem mazimizin iz ve göstergelerine çağırıyor. Onun bizi davet ettiği aktüelden sıyrılabilmiş bakış, o güçlü maziye irtibatımızı daha içten, sahih bir zemine çekebilecek bir vizyon sunuyor. Elbette burada literatürü hafife alan, literatürden müstağni zayıf bir ilgi kastedilmiyor.
Düşünen Şehir'in Akif Emre dosyasının olduğu sayıyı edinmiş birkaç yazıyı okumuştum. Fakültede bir iki öğrenci arkadaşla Göstergeler'i beraber okuyup üzerine konuştuk, İz'ler okumalarımız devam ediyor. Bu kitapların satır aralarından öğrenci arkadaşlarla beraber heyecanı yüksek, tarihe coğrafyaya daha sahih bir bakışın filiz verdiğini görmek kendi adıma mutluluk verici.
Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/seferber-dergisi-26-sayisinda-akif-emreyi-konuk-ediyor-k4659.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.