• İstanbul 16 °C
  • Ankara 23 °C

Şehir ve hastahane yahut hastahane şehri!

D. Mehmet DOĞAN

(Şehir ve hastahane 4)

Şehrin muhtelif yerlerinde bir hayli hastahane varken, 2 sene önce Ankara’nın nisbeten kenar bir semtine Şehir Hastahanesi yapılıvermez mi?

Şehir Hastahanesi 6 hastahaneden müteşekkil: Kalb damar, Genel, Doğum, Çocuk, Nöroloji-Ortopedi, Kanser. Bir de fizik tedavi merkezi var. Nisbetleri büyük bir hastahane yapılmış daha doğrusu bir hastahane şehri kurulmuş. Bu arada zaman zaman uğrak vermek zorunda kaldığımız hastahaneler de kapatılmış ve toptan bu hastahaneye geçilmiş. Hatta bu hastanelerin yanındaki 7 yıl önce hizmete girmiş olan Atatürk Hastahanesi dahi boşaltılmış ki bu hastahanenin mimarisini bu iş için en elverişli olarak görmüşüzdür. Merdiven ve asansör kullanmadan bu hastahanenin en üst katına (galiba 4 kat) çıkabilirdiniz…

          Zamanlamaya dikkat!

Şehir hastahanelerinin zamanlaması bilhassa dikkat çekici. Hele de Ankara’daki Şehir Hastahanesi’nin… Açılışı 13 Haziran 2019’da yapılmış. Kovid (Türkçesi “taçkıran” olmalı) belâsının zuhurundan beş ay kadar önce!

Sıkı bir komplo teorisyeni çıksa da “bu kovid virüsünü Tayip Erdoğan ürettirdi, Şehir Hastahanelerini bize yutturmak” için dese!

Belki de diyenler olmuştur!

Ankara Şehir Hastahanesi, Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise tüm birimleri tek seferde inşa edilen 3. büyük hastanesi imiş. Bu durumda Türkiye’nin, en büyüğü olduğunu belirtmeye gerek var mı?

Ankara’daki Şehir Hastahanesi’ni duymuşluğumuz vardı, hatta bir vesile ile hasta ziyaretine de gitmiştik. Ne idüğünü anlamak için daha ciddi bir vesile gerekirmiş meğer.

Eşime 17 yıl sonra yeni bir kalp kapakçığı ameliyatı gerekti. İkinci bir ameliyatın sıkıntılı olduğu söyleniyordu. Tereddüt içindeydik. Kâzım Arıcan Hoca, bize Kalp Damar Hastahanesi’nden Prof. Dr. Tahir Durmaz’ı tavsiye etti. O da konunun asıl sahibi Prof. Mete Hıdıroğlu ile tanıştırdı. Mete Hıdıroğlu gösterişten nümayişten uzak, mütevazı hoca. Bizi ikna etti. Teşekkür zincirimiz böyle oluştu. Ve böylece Ankara Şehir Hastahane’si günlerimiz başladı…

Son bir buçuk yıl içinde, salgın sebebiyle evimizin dışında herhangi bir yerde ikamet etmişliğimiz yok. Bu mecburi ikamet Şehir Hastahanesi hakkında esaslı fikir edinmemize vesile oldu.

Son çeyrek asırda teknoloji her bakımdan büyük gelişmeler kaydetti. Tıp sahasında da aynı hızlı değişme yaşandı. Eski teknoloji devrinde yapılan hastahane binaları sürekli tadil edilerek yeni teknolojilere uydurulmaya çalışılıyordu. Bu hastahane külliyesi tamamen yeni teknoloji dikkate alınarak inşaa edilmiş. Bunun büyük bir kolaylık sağladığı ortada. Sekiz katlı binalarda odaların çoğu tek kişilik, iki kişilik odalar daha az. Hastahane koridorları çok geniş, sedye seyrüseferinde sıkıntı olmuyor. Hele ameliyathane katındaki genişlik adeta otoyol havası estiriyor.

Zamanımızın en önemli meselelerinden biri otopark. Eski hastahanelerimiz binek otomobilleri hesaplanarak inşa edilmemişti. Bu yüzden otopark konusunda büyük sıkıntılar çekiliyordu. Şehir Hastahanesi’nde otopark artık mesele değil!

Ankara Şehir Hastahanesi’nde bir hafta ameliyat öncesi, bir hafta da ameliyat sonrası misafir olduk. Ameliyat elhamdülilah, başarılı geçti. Taburcu edilirken, bizden hiçbir şey istenmedi. Elimizi kolumuzu sallıyarak evimizin yolunu tuttuk.

Refik Halit Karay olsa idi bu muazzam sağlık devrimini böyle kupkuru anlatmazdı elbette. Bize de şöyle söylemek düşer: “Ustamızın adı Hıdır, elimizden gelen budur!”

Bu yazı toplam 220 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim