• İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C

Şeyhülislam Musa Kazım Efendi ve Masonluk

M. Çetin BAYDAR

Musa Kazım efendi, Mehmet Reşat V.(1909-1918) devrinin şeyhülislamlarından olup eserleriyle tanınmış ll nci Meşrutiyet devrinin eşsiz ve mümtaz simalarından biridir. Alim, mütefekkir ve müdakkik bir zattır. Dört defa şeyhülislam olmuştur.

1858 (1275) tarihinde Erzurum iline bağlı Tortum kasabasında doğmuştur. İbrahim efendi isminde bir zatın oğludur.

İslamî ilimlere dair ilk bilgiyi memleketinde ilim ve irfanı ile tanınmış Nakşibendi şeyhlerinden Mehmed efendi adında bir zattan öğrenmiştir. Tahsilini de Balıkesir ’de bulunan amcasının yanında yapmış, mahallin en büyük alimlerinden Ali Lütfi efendiden ve diğer ilim adamlarından Kelam ilmi okumuştur.

Konya’dan başladığı medrese tahsilini İstanbul’da tamamlamıştır. İstanbul’da önce Kazasker Eşref ve sonra da Hoca Şakir efendilerin derslerine devam etmiştir. 1888 (1306) tarihinde icazet almağa muvaffak olmuş, Rus imtihanını kazanmıştır.

1895 (1313) yılında Müderrisliği Rusumuyla taltif edilmiş, bizzat icazet vermeye başlamıştır. Muallim Naci ve Mithat efendilere fıkıh usulü ve tefsir derslerini okutmuştur.

1901’den 1908 tarihine kadar Mektebi Sultanı’ de Akait, Darülmuallim’ in Darülfününün da Mantık ve Fıkıh Usulü muallimliklerinde bulunmuştur.

1907 (1325) tarihinde Meşihat dairesinde Tetkiki Müellefat Meclisi Dairesinin başkatibi vazifesine tayin edilmiş ve aynı yıl içinde de bulunduğu meclisin azası olmuştur. Sonra Maarif Nezaretinde Meclisi Kebir-i İlmiye azası olmuş, İttihat ve Terakki Cemiyetine girmesi hasebiyle Meclisi Ayan azalığına tayin edilmiştir. 1910 (1328) tarihinde Hakkı Paşa kabinesinde Şeyhülislam Çelebizade Hüseyin Hüsnü efendinin meşihat makamında çekilmesi üzerine bulunduğu memuriyetten naklen Şeyhülislam olmuştur.
Meşihat-i İslamiyet’ ye tayin olunması hususundaki hattı hümayun sureti şöyledir:

Veziri meâlisemirin Hakkı Paşa, Hüseyin Hüsnü efendinin esbabı sıhhiyeden dolayı vuku istifasına mebni ,meşihat-i İslamiyet reviyyet ve ehliyeti cihetiyle heyeti ayandan musa kazım efendi uhdesine tevcih olunmuştur. Cevabı hak muvaffak buyura.
Bu makamda bir sene iki buçuk aydan fazla bir müddet kaldıktan sonra istifa etmiştir. İkinci meşihatına kadar geçen müddet içinde tefsir yazmağa başlamışsa da bitirmeğe muvaffak olamamıştır. Eserin birinci cildi Savfet ul-Beyan fi – Tefsir il-Kuran adıyla neşrolunmuştur.

İkinci Şeyhülislam oluşu 1911(1329) tarihinde Said Paşanın 8’inci sadareti zamanına rastlar.
Şeyhülislam musa kazım efendi kendisine atfedilen farmasonluk töhmetini 14 Kasım 1911 tarihinde aşağıdaki beyanname ile reddetmiştir.
Hususi ahvalimden bahsetmek, meslek ve meşrebime dair izahat vermek dünyada hoşlanmadığım ahvalden ise de haiz olduğum makamın ulviyeti itibariyle vuku bulan taarruzlara karşı sükutu ihtiyar eylemek maslahata muvafık olmayacağından bu babada hülâsatan bervechiati beyan-i hale mecburiyet hasıl oldu.

Bu aciz tahminen 12 yaşımda olduğum halde tarikat’ i aliye’ i ilmiyeye salik oldum. Allah’ ın inayetiyle o zamandan bu ana kadar bütün etvar ve ahvalini o meslek-i alinin muktezatına tevfuk etmeye gücüm yettiği kadar çalıştım.

Uzun senelerden beri dış temizliğe itinada berdevam olduğum gibi sahibi olduğum Nakşibendi tarikatının bu abdi acize bahşetmiş olduğu manevi tesirler sayesinde hasıl eylediğim kalp temizliği ve ruh safiyetini beşer kuduretünden muhafazayı dikkat eylemekteyim. Allah’ın inayetiyle gerekli ilimler hakkiyle tahsil ve bilgilerin Cami’i şeriflerle, yüksek ve orta mekteplerde talim eylediğim gibi tefsir ve tasavvuf ilimleriyle çok uğraşarak bu sayede Kuran-ı Kerim (10) cüzüne ait olan ve henüz basılmakta bulunan takriben üç bin sahifelik tefsir de vürudu getirdim" dedikten sonra devamla : "Allah’ın lütfiyle edindiğim şu dini hakikatlar ve Muhammedi feyizler sayesindedir ki çok senelerden beri İslamiyet’in ulviyetini bütün cihana karşı bihakkın ispata çalışmıştır. Binaenaleyh İslam dinine muhalif olup bana ispat olunan bir mezhep veya mesleki kemali şiddetle reddeden ve bu memleketin selameti ve diyanet siyaseti namına bu gibi tevzirata ehemmiyet vermemelerini ve o gibi bazı bütün İslamı ahaliye tavsiye eyler ve bu beyannameyi neşirden maksat, mevki’i muhafaza olmayıp hem bütün halkı dücar oldukları, yanlış düşüncelerden, hem de gerek bu acizlerin yerine gelecek ve gerek sair mevkii iktidarda bulunacak devlet büyüklerine isnad olunarak bu gibi merdud ve menfuf sözlere asl: kulak asılmaması kat’i surette lüzumunu, selameti din ve dünyanın ancak bu noktada bulunduğunu halisane iktam eylerim."

Musa Kazım efendi ikinci defa tayin edildiği Meşihat makamında ancak üç ay kalabilmiştir.

Üçüncü defaki Meşihat makamına gelişi 1916 tarihinde Said Halim Paşanın kabinesinin son zamanlarında Ürgüplü Mustafa Hayri efendinin Meşihattan çekilmesinden sonra olmuştur.

Dördüncü Meşihatı 1917 tarihinde Said Halim Paşa kabinesinden sonra teşekkül eden Talat Paşa kabinesinde bu ali makamı muhafaza etmiş ve Evkaf’ı nezaret vekaleti de uhdesine verilmiştir. Dört meşihat devrinde fetva müddeti toptan 5 sene, 1 ay, ve dört gündür. musa kazım efendi Birinci Cihan savaşının sonunda Mondros mütarekesi sırasında İttihat ve Terakki kabinesi üyesinde olması hasebiyle Bekir ağa bölüğüne hapsedilmişti. Malta’ya sürgün edilmesi ihtimali olmasına rağmen, rahatsızlığı hasebiyle Edirne’ye gönderilmiş ve orada 1919 tarihinde vefat etmiştir.
 
 ***   ***   ***
Bu yazı toplam 21063 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 4
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim