• İstanbul 13 °C
  • Ankara 13 °C

Son Dede Korkut: Bahaettin Karakoç

Son Dede Korkut: Bahaettin Karakoç
Türk edebiyatında "Dede Korkut" ve "Beyaz Kartal" olarak anılan ve yaşayan son Dede Korkut olarak bilinen Bahaettin Karakoç, 17 Ekim 2018 günü 88 yaşında hayata veda etti.

 Onu, Ay Şafağı Çok Çiçek’le tanıdık daha çok. Belki de “Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman” onun en bilinen zamanıydı. Kürsüde ak saçlı delikanlıydı, masada bilge, sofra aile reisiydi. Her görüşmemizde bir genç edasıyla konuşurdu. Vefatından önceki gün Maraş kitap fuarının açılışına katılmıştı; dostlarının eve gitmesi gerektiği uyarısına, ben iyiyim diyerek fuarda kalma isteğini belirtecek kadar yiğitlikten taviz vermeyen biriydi. Dürüst, samimi bir dili vardı.

Coşkun akan dereler gibi akar şiiri. Gelenekle modern onda bir araya gelir ve yeni hayata uyan bir sentez ortaya çıkar. Çağın gerisinde kalmaz çağdaşlaşma uğruna değerlerinden taviz vermez. Bahattin Karakoç, Türk şiirinin aksakalıydı, Dede Korkut’uydu, Beyaz Kartalı’ydı. Rahmetle anıyoruz. Bir güz mevsiminde yumdu gözlerini hayata, oysa ıhlamurlar çiçek açınca geçmek istiyordu o dar kapıdan:

ıhlamur çiçek açtığı zaman

ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan

kimseye uğramam ben sana uğramadan

kavlime sadığım, sadığım sana

takvim sorup hudut çizdirme bana

ben sana çiçeklerle geleceğim

ıhlamurlar çiçek açtığı zaman

Şiirimizin yiğit sesiydi

Şiirimizin Türkmen Dervişi Bahaettin Karakoç’a bugüne kadar “Türk şiirinin aksakalı”, “şiirimizin ak kanatlı kartalı”, “Türk Şiirinin Yaşayan Dede Korkut’u”,  “Türkmen Dervişi” gibi isimler verildi.

Şiirimizin o yiğit sesi Anadolu’nun uç beyi sayıldı. Bu gür sesli çağlayan için farklı yakıştırmalar, değişik isimlendirmeler yapıldı. Şiirimizin karasevdalı beyaz saçlı delikanlısı, sanatıyla ve taviz vermeyen duruşuyla, bükülen beline rağmen her zaman yeni, her zaman genç, her zaman diri yaşadı.

Onu şiir şölenlerinde dinlediyseniz yürekten gelen mısralarına kulak verdiyseniz ömrünüzün en bereketli zamanlarından birine sahipsiniz demektir.  Kahramanmaraş’ın bu yiğit evladı denilebilir ki Anadolu’da yaşayan şâirlerin en verimlisidir. Bahaettin Karakoç’u bütün vasıflarıyla târif etmek kaleme sığmaz. Şiir sanatı ayrı bir hayat, sohbeti farklı bir dünya, dostluğu bambaşka bir tat…

Şiire nasıl baktı?

Kendi ifadesi ile halk hikâyeleri okuyarak, âşık tarzı şiirler soluklanarak, edebiyat dünyasına edepli anakapı seçerek şiir dünyasını kurdu. Asla doğuş çizgisine kilitlenip kalmadı. Türk ve dünya şiirinin seyir çizgisini çok iyi takip etti. Koştukça daha çok soluğu arttı; ufukları genişledikçe daha yükseklerde uçmaya başladı. Bilgisi, birikimi arttıkça cesareti de arttı. Yeni biçimler, yeni söylemler geliştirdi ve etkilerden arınarak kendi üslûbunu pekiştirdi. Ne klasik tarzı yatsıdı, ne de modern şiire şaşı baktı.

Farklı mahlaslar kullandı. Ekinözlülü Âşık Rahmanî, Erzinli Gezgin Ozan, Özer Semercioğlu, Said Yaylalı onun “kalem tutan,  dili lâf yapan bir türevi”dir. Baha Deliormanlı imzasıyla da çok yazı yazdı. Sanat değeri yüksek, kültür ağırlıklı, oldukça iddialı şiirlerinde ise daima gerçek adını kullandı.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/portre/son-dede-korkut-bahaettin-karakoc-h31025.html

Bu haber toplam 385 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim