• İstanbul 14 °C
  • Ankara 18 °C

“Şu Bülbül Bana Benziyor”

“Şu Bülbül Bana Benziyor”
Şöyle gökyüzüne baktı, doğu kurşuniye, batı kızıllığa bürünmeye başlamıştı. Ufka meyleden güneş kıpkızıl bir hal almış ama ışıklarının etkisi de bir o kadar zayıflamıştı, çıplak gözle bakılabilecek kıvama gelmişti.

Ağaçların yeşilliği kararmaya yük tutmuş, hareketler yavaşlamış, akşamın sakinliği sokakları kaplamıştı. Havanın serinlemeye başlaması dışarısını biraz daha cazip hale getirmişti. Herkesler bir yere oturup güneşin batışıyla gelen bu tatlı yaz akşamının tadını çıkarma niyetindeydi.

Şöyle gökyüzüne baktı, doğu kurşuniye, batı kızıllığa bürünmeye başlamıştı. Ufka meyleden güneş kıpkızıl bir hal almış ama ışıklarının etkisi de bir o kadar zayıflamıştı, çıplak gözle bakılabilecek kıvama gelmişti. Ağaçların yeşilliği kararmaya yük tutmuş, hareketler yavaşlamış, akşamın sakinliği sokakları kaplamıştı. Havanın serinlemeye başlaması dışarısını biraz daha cazip hale getirmişti. Herkesler bir yere oturup güneşin batışıyla gelen bu tatlı yaz akşamının tadını çıkarma niyetindeydi.

Böyle gözlemlerken etrafı, birden midesinde bir eziklik hissetti. Hemen oracıkta bir simitçi gördü. Tek başına lokantada yemek yemek âdeti değildi. Ya ailesiyle ya da dostlarıyla gidilecek ve bir nevi muhabbet edilecek yerlerdi oralar. Tek başına yemek tutkusu da takıntısı da olmadı. Böyle şeyleri düşünecek zaman da. Simidini aldı, yakındaki bir çay bahçesine yöneldi. Bahçenin bir köşesinde bir masa bulursa hem midesinin ezikliğini giderecek hem de dinlenecekti. Bunları düşünerek bahçeye yöneldi. Düşündü de hiç boş masa kalmamıştı. Yaz akşamının bu tatlı esintisine kapılan herkes bahçeye üşüşmüş ve her biri bir masayı tutmuştu. Tek kişinin oturduğu bir masa gördü, başka seçeneği yoktu, gitti selam verdi ve karşısına oturdu. Cana yakın bir yüz ifadesi vardı oturan kişinin, gelmesinden rahatsızlık duymamış hatta başıyla selamını almış ve “merhaba” demişti. Karşılıklı oturup sessizce çaylarını yudumladılar. O sırada bahçede bir şarkı başladı. İçten ve duygu yüklü. İnsanı alıp götüren türden. Söyleyen de güzel söylüyordu, bestenin de güftenin de hakkını veriyordu.

Devamı: https://www.insaniyet.net/su-bulbul-bana-benziyor/

Bu haber toplam 290 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim