• İstanbul 23 °C
  • Ankara 24 °C

Tarımın dünü ve geleceği

Tarımın dünü ve geleceği
Tarım sektörü 2003-2021 dönemini kapsayan 19 yılın 15'inde büyüdü. Aynı dönemde ortalama yıllık yüzde 2,80 oranında büyüyerek birçok Avrupa ülkesinin önünde yer aldı.

Kapitalizmi her konuda günah keçisi yapma kolaycılığı, bizi kalıp düşüncelere ve önyargılara mahkum ederek az veya çok gerçeklerden uzaklaştırabilmektedir. Buna ilişkin dikkati her koşulda muhafaza etmeli ancak içinde bulunduğumuz olgusal dünyanın pek çok konuda kendi önyargılarını ve yanılsamalarını ürettiğini de göz ardı etmemeli. Doğru veya yanlış, iyi veya kötü, gerçeklerin/olgunun doğallaş(tırıl)ması insan aklının en büyük zaafı olarak kendisini gösteriyor. İktisat dünyasının gerçeklerine baktığımızda bunun epeyce aşikar nitelikte olduğunu görebiliyoruz. Kullanım veya tüketim değeri ile değişim değeri arasında ortaya çıkan asimetrik ilişki, bütün iktisadi gerekçelerine rağmen insan ile iktisadi gerçeklik arasındaki mesafenin açıldığını ortaya koyan bir gösterge. Kullanım değerinin değişim değerinden daha başat bir konuma gelmesi, insanın ve hakların önceliği yerine iktisadi metanın dolayısıyla üretim ilişkilerinin öne çıktığı bir dünya gerçeğine işaret ediyor.

Sanayi ekonomisinin egemenliği

Avrupa iktisadına bir dönem yön veren fizyokratların Sanayi Devrimi ile birlikte etkisini kaybetmesi, sanayi üretiminin ve sermayesinin ekonomik, siyasi hegemonyasıyla sonuçlanan bir süreci başlattı. Bu süreç, iktisadi dünyadaki emek-sermaye-değer ilişkilerini özellikle tarım ve sanayi temelinde adeta iki ayrı realiteye dönüştürmüştür. Sanayi Devrimi ile önemli bir birikim fırsatı yakalayan kapitalist güçler (burjuva), tarımsal üretim karşısında sanayiyi sektörel açıdan çok daha avantajlı hale getirecek bir iktisadi mantaliteyi üreterek, bunun ideolojik ve kültürel zeminini oluşturmayı başardılar. Değişim değeri dediğimiz şey, böylece sanayi döneminin iktisadi çarklarını döndürecek şekilde yeni, tarihi işlevlerine büründü. Bu süreç sadece kullanım değeri karşısında değişim değerinin önemini artırmakla kalmamış, bir taraftan yeni ihtiyaç alanları ve metaları oluşturarak kullanım değerinin içeriğini değiştirirken, diğer taraftan da gerek emeğin gerekse sermayenin değerini yeniden tayin etmek suretiyle iktisadi alanda üç aşağı beş yukarı belirli bir hiyerarşiyi oluşturmuştur.

Hiyerarşik asimetri

Tarım sektörünün bu hiyerarşik yapıda değersizleşerek ikincil-üçüncül konuma gelmesi bir medeniyet anlayışının/tekamülünün tezahürü olarak değerlendirilmek istenebilir. Problematik olan da zaten söz konusu medeniyet değerleri adına tarımın insan doğasına aykırı bir muameleye ve yaklaşıma maruz kalmasıdır. Ancak burada belki de tespit edilmesi gereken en önemli gerçek, tarım ile sosyal sınıflar arasındaki ilişki biçimidir. Toplumsal ve siyasal güç merkezlerinin dolayısıyla egemen sınıfsal yapıların tarih boyunca şehir merkezlerinde yoğunlaşmış olması, Sanayi Devrimi ile birlikte tarımın dolayısıyla kırsal nüfusun aleyhine bir tablo ortaya çıkarmıştır. Tarımın kırsal alana mahsus bir etkinlik olması, tarımsal üretimin ekonomik değerine yönelik sınıfsal baskıları/manipülasyonları kolaylaştırmada büyük bir etken olmuştur. Dolayısıyla gıda, insan için en temel, en hayati ihtiyaç olmasına rağmen sahip olduğu ekonomik değer açısından tamamen tezat bir konuma itilmiştir. İnsanın ihtiyaçlar hiyerarşisiyle iktisat dünyasının değerler hiyerarşisi neredeyse asimetrik bir nitelik almıştır. Buradan bakacak olduğumuzda, piyasa dediğimiz ve arz-talep dengesiyle tarif ettiğimiz yapının bile pratikte ihtiyaçlar hiyerarşisine göre işlemediğini, değişim değerini belirleyen sınıfsal, sosyal, iktisadi ilişkilerin çok karmaşık bir şekilde devrede olduğunu görebiliyoruz.

Devamı: https://www.star.com.tr/acik-gorus/tarimin-dunu-ve-gelecegi-haber-1763353/

Bu haber toplam 172 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim