1844 yılında İstanbul’un Tophane ilçesinde doğan Ahmet Mithat Efendi, Hacı Süleyman Ağa ve Kafkas muhaciri Nefise Hanım’ın oğludur. Küçük yaşlarda Mısır Çarşısı’nda aktarda çıraklık yapmaya başlar ve burada okuma yazma öğrenir. Aynı yıllarda Galata’da bir Frenk’ten Fransızca öğrenmeye başlar. Ahmet Mithat Efendi, babasını kaybettikten sonra abisi ile birlikte Mithat Paşa’nın yanında Vidin’e gider. Burada başladığı Sıbyan Mektebi’ni İstanbul’da bitirir. On yedi yaşına kadar İstanbul’da kalan Ahmet Mithat Efendi, Mithat Paşa’nın Niş valiliği sebebiyle abisiyle birlikte Niş’e gider ve ortaokul eğitimini burada tamamlar.
Ardından yine abisiyle birlikte gittiği Tuna vilayetinin merkezi Rusçuk’ta Vilayet Mektubi Kalemi’nde ilk memuriyetine başlar. Mithat Paşa’nın teşvikiyle geliştirdiği Fransızcası sayesinde çeviriler ve “Tuna” gazetesinde yazarlık yapmaya başlar. Mithat Paşa
kabiliyetlerini keşfettiği bu genci himayesi altına almış ve ona kendi adını vermiştir; Ahmet Mithat Efendi’nin ikinci adı buradan gelmektedir. Bir süre sonra başyazar olduğu gazetedeki görevini, Mithat Paşa’nın Bağdat valiliğine tayin edilmesinden dolayı bırakmak zorunda kalan Ahmet Mithat Efendi, Bağdat’ta “Zevra” gazetesinin müdürü olur.
Kültürlü bir çevre ve sohbet meclisi
Ardından ilk eserlerini yazmaya başlayan yazar, “Hace-i Evvel” ve “Kıssadan Hisse”yi yayımlar. Ahmet Mithat, Bağdat’ta kendisini kültürlü bir çevre ve oldukça programlı bir sohbet meclisi içinde bulur. İçerisinde bulunduğu bu kültür ortamı, kendisini geliştirmesinde önemli rol oynar. Bu çevrede Ahmet Mithat Efendi’ye, ressam Osman Hamdi Bey Batı kültürü, Muhammed Feyzî ez-Zühâvî din ve medrese kültürü, açık fikirli, yarı meczup, feylesof bir adam olan ve Arapça, Farsça, Hintçe, İbranice, İngilizce bilen Şirazlı Bakır Can Muattar Doğu ilimleri ve çeşitli felsefî kültür sahalarında tesir eder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.