• İstanbul 14 °C
  • Ankara 13 °C

Türkçe ve Ödülleri!

D. Mehmet DOĞAN

Özerk bir devlet kurumu “Türkçe ödülleri” dağıtmış.

Ödüller 23 farklı “kategoride” verilmiş!

Ödüllerin tam adı şuymuş: “Yunus Emre Yılı Görsel ve İşitsel Medyada Doğru Türkçe Kullanımı Ödülleri” 

“Yunus Emre yılı” dolayısıyla verildiğinde göre “tek kullanımlık” bir ödül olmalı. İyi ki de öyle!

23 “kategori”de verilmiş ödüller.

“Kategori Türkçesi”ne bayıldım!

Haber metnine bakınca kategori yanında alan ve dallar da işin içine giriyor.

“Ana Haber Sunucusu alanında…”

“Ara Haber Bülteni Sunucusu dalında…”

Şu zenginliğe bakar mısınız: Kategori, alan, dal!

Önce hepsine “kategori” deniliyor, sonra bazıları “alan” bazıları “dal” oluveriyor.

Haber başlığında yer alan kategori televizyonla ilgili ödüllerde kullanılmazken, sıra radyoya gelince karşımıza çıkıyor ve bütün radyocular kategorize ediliyor!

Bu ödülü dağıtanlara birkaç sorumuz olacak: Gör-sel ne demek? İşit-sel ne demek? Neden televizyona “görsel medya”, radyoya “işitsel medya” diyelim ki?

Verilen ödüller televizyon ve radyo ödülleri. Ama görsel televizyonun, işitsel radyonun karşılığı değil. Dosdoğru radyo ve televizyon ödülleri denilemez miydi? (O zaman ne idüğü anlaşılır havası kalmaz!)

Radyo ve televizyon doğru Türkçe ödülleri!

Böyle demek yerine “Görsel ve İşitsel Medyada Doğru Türkçe Kullanımı Ödülleri” denilmiş.

Elmalar, armutlar, ayvalar ve hatta çilekler bir sepete doldurulmuş. Şu dal ismine bakın: Kültür ve medeniyet dalı!

Bunu aldığınız zaman zaten bütün ödüller almış olmuyor musunuz? Bu dal değil, düpedüz gövde!

Bir de bakıyoruz, “aile” dalı da var, “sanat” dalı da. En bayıldığım dallardan biri ise “çizgi film animasyon dalı”. Animasyon, canlandırma demek. Eskiden kartonlar üzerine çizilen görüntülerin peş peşe eklenerek (1 Saniyede 24 kare) canlı imiş tesiri uyandırmasına böyle denilmiştir. Batıda “karton film” de denir, bunlar çizim yoluyla yapıldığı için bizde “çizgi film” karşılığı kullanılmış. Şimdi ikisi birden kullanılarak bir dil harikasına vücut veriliyor!

Acaba aile dalı denirken aile programları, sanat dalı denirken sanat programları mı kastediliyor?

Verilen ödüller, programa, yapıma, sunuşa veriliyor olmalı. Haber sunucusu önüne konulan metni okuyor. Ona verilen ödül bununla ilgili olmalı. Ekonomi ödülü, ekonomi programı yapana veriliyor olmalı…

Ama biz mantık yürütüyoruz. Fakat bu ödüllendirmeye bakınca, bir mantık dili olan Türkçenin nasıl mantığının buharlaştığını görüyoruz. Türkçeye karşı öyle cinayetler işlendi ki…Türkçemiz can çekişiyor ve bu da olsa olsa “hezeyan Türkçesi” olur!

Ödül olarak verilen şey, hani plaket mi deniyor. Peki onun üzerinde ne yazıyor?

Ben gelmedim kavga için

Benim işim sevi için!

Yunusun şiirini tahrif etmek de Türkçe ödüllerine dahil edilmiş böylece!

Tam sevinelim derken!

Bu arada güzel bir haber aldık, Türk Edebiyatı Vakfı mükâfat veriyor. Bu doğru türkçe. Ödül yalnız bizim Türkiye’de kullanılan arıdılcilerin dilimize musallat ettiği bir kelime. Türk dünyası sözkonusu olunca, mükâfat herkes tarafından anlaşılır, ödül geri dursun. Fakat davetiyeyi görünce kış günü buzlu bir duşa maruz kaldım! Mükafâtın ödül törenine davet ediliyorduk!

Vakfın kurucusu merhum Ahmet Kabaklı Türkçe hassasiyeti zirvede olan bir büyüğümüzdü. Onun her üç yazısından biri dille ilgili olurdu. Rahmetli Ahmet Kabaklı bu davetiyeyi alsa ne yapardı? Bence bu “mükafâtın ödül töreni”ne gitmezdi!

Dost daha nasıl söylesin?

1-103.jpg

Bu yazı toplam 140 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim