Türk kimliğinin öncelikle dil şuuruna sahip olmaktan geçtiğini söyleyen, çok dil bilmesine rağmen üniversitede Türkçe eğitim vermekte ısrar eden, Türklerin tarih boyunca kendi dillerini ihmal ettiklerini söyleyip bunun ıstırabını çeken gerçek bir vatansever. Kıymetli hocamızla Türk kimliğine dair bir mülakat yapalım, engin görüşlerinden istifade edelim istedik. Özel sayımıza yaraşır, arşivlik bir mülakat çıktı ortaya. İstifadenize sunuyoruz
Türk deyince geniş bir coğrafya akla geliyor. Bir yanda Çin, bir yanda Slavlar, öbür uçta Araplar ve Farslar. Bu geniş coğrafyada Türklük nedir, kime Türk denir?
Türklüğün iki sütunu, ana dayanağı var. Bunlardan biri Müslümanlık, diğeriyse Türkçe. Hatta belki Müslümanlığı bile Türkçenin gerisine koyabiliriz. Çünkü Müslüman olmayıp da Türkçe konuşan bölgeler var. Mesela Altay bölgesi var, Yakut bölgesi var. Çuvaşları bilmiyorum, onlar kendilerini ne kadar Türk olarak görüyorlar. Çünkü onların dili çok farklı. Türk dilidir ama çok uzaklaşmış bir dil. Toparlarsak, en başta Türkçe ve ondan sonra da Müslümanlığı söyleyebiliriz. Türklüğün iki ana sütunu bunlar. Dil ile dinden kaynaklanan kültür unsurları, din deyince sadece Müslümanlığı değil ondan önceki inançları da kastediyorum, dile yansıyan kültür unsurları Türklüğün ortak bileşenleridir. Uzun bir bahistir bu. Dil üzerine araştırma yapanlar bu kültür unsurlarını bulur. Bu kültür unsurlarının günlük hayata intikal ettiğini de görürüz. Türklerin en önemli özelliği ise devlet kurmalarıdır. Bunu en başta saymadım çünkü bütün Türkler aynı çatı altında yaşamıyor maalesef.
Devamı:https://www.gzt.com/gercek-hayat/turkceyisdkilalim-3599583
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.