• İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Türkiye’de Entelektüel, Akademide Aranmamalı

Türkiye’de Entelektüel, Akademide Aranmamalı
Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı, üniversitede giderek azalan bir neslin temsilcisi; sadece akademik tutumu nedeniyle değil, ilgileri ve yönelimi açısından, taşıdığı ve sergilediği çeşitlilik bakımından da.

Kurtuluş Hoca ile Türk düşünce hayatının genel ve günümüzdeki görünümüyle ilgili etraflı bir konuşma gerçekleştirdik. Tarihsel ve tematik geçişleri hızlı, her kulvar ve düşünceden pek çok ismin zikredildiği, ilginç gözlemleri ve tanıklıklarıyla zihin açıcı, öğretici bir konuşma oldu. Uzunluğu sebebiyle ikiye ayırdığımız mülakatın ilk bölümünü keyifle okuyacağınızı umuyoruz.

PERSPEKTİF: Hocam, öncelikle genç okurlarımız için bize kısaca hayatınızdan bahsedebilir misiniz?

Anadolu taşrasında gerçekleşen “modern” ortaokul, lise tahsilinden sonra tam da 1968 Eylül’ünden itibaren Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okumaya başladım. Siyasal o dönemde çok merkezi bir yerdi. Sosyal bilim okuyanların tercihi genellikle Siyasal’dan yanaydı. Bugün baktığınız zaman, bu tercih genellikle ODTÜ ve Boğaziçi’nden yana. Zaman içinde Siyasal’ın da ODTÜ ve Boğaziçi’ne benzemeye başladığı görülüyor. İnsanların düşünceleri böylesi bir ortamda şekillendi.

P: Siyasal’ın bir cazibe merkezi olmaktan uzaklaşmasını, ODTÜ ve Boğaziçi’ne benzemesiyle mi bağdaştırıyorsunuz?

Benzemesi o uzaklaşmayı beraberinde getirdi, oralar cazibe merkezi oldu. O bakımdan ortam da değişti. Siyasal, İstanbul İktisat ve İstanbul Hukuk, 60’lı yıllarda Türkiye’de sadece eğitimin değil, yayın hayatının da cazibe merkezleriydi. Hatta insanlara o dönemde Siyasal daha bir çarpıcı geliyordu. İstanbul Hukuk ve İstanbul İktisat ikincildi, fakat o dönem açısından, bugün baktığınız zaman İstanbul İktisat’ın daha bir önde olması lazımdı. Daha sonraki dönemde de sosyal bilimler açısından ODTÜ ve Boğaziçi merkezi bir yere gelmeye başladı. Değerlendirme yapıldığında böyle bir fark gündeme geliyor. Bunun başka bir hikâyeyle de ilgisi var: 1960’lı yıllarda siyaset bilimi ve iktisat çok öncelikli. Siyaset bilimi öncelikli, çünkü o dönem her bir meselenin başının siyaset olduğu şeklinde bir kanaat var. O dönemde hakeza Marksizm çok yaygın. İktisat da o çerçevede çok gündeme geliyor. Hatta SBF’nin zaman içinde bir tarz İktisat Fakültesine dönüşmesi söz konusu. SBF, daha önceki dönemde kamu yönetimi ve uluslararası ilişkiler ağırlıklı bir yerken, zaman içinde iktisat ağırlıklı bir hâle geldi.

Devamı: https://www.perspektif.online/tr/roportaj/turkiyede-entelektuel-akademide-aranmamali.html

Bu haber toplam 367 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim