Bu, hayatımızın en güzel yorumunu, bize gösterilen stratejiyi o kartal çizmişti. Hep didinmeyi, yorulmayı, gayretlenmeyi, bir şeyleri bahane etmemeyi, hedefe kilitlenmeyi, zirveye atılan kemende asıla asıla yükselmeyi ve yücelmeyi, bize o kartal öğretmişti.
-Sezai Karakoç’un ardından-
Bu diyardan bir kartal geçti, gitti. Kocaman kanatları vardı onun; göklerde süzülüşünü seyreder, hep ona imrenirdik. Ona bakar, bakar; keşke biz de onun gibi bir süzülebilsek der dururduk. Bir de onun yüreğimize dokunan ve işleyen bir sesi vardı ki hepimiz mest olurduk.
O, hep bizi de uçmaya çağırırdı. Ufkumuzda döner dolaşır, haydin, derdi, davranın, ayaklanın, koltukaltlarınızda farkına varmadığınız kanatlarınız vardır, iyi biliyorum, onları kullanın. Derlenin, toplanın. Bir katar olun, hep birlikte uçun kuşlar, uçun. Kartal olamasanız da göreceksiniz, siz uçtukça kanatlarınız büyüyecek. Sizi görenler de size imrenecek ve size katılacak. Bir de bakacaksınız büyük bir ordu olmuşsunuz. Hep birlikte göklerde süzülmektesiniz. Sizi gördükçe başkaları da kanatlanıp süzülmeye başlayacaklar.
Evet, bu toprakların üstünde, semalarda, yücelerde süzülen bir kartal vardı. Sözü güzel, özü güzel, öğüdü güzel. Göklerde sabit der-kadem duruşuyla, hepimizin kendisine imrendiği, yüce yüce dağ tepelerinde eğleşen, zarif, süzülme ustası bir kartal.
O ustaya özenip söylediğimiz sözlerimiz oldu bizim de. Biz de bir yerde, çıkabildiğimiz bir dağ doruğunda sabit durmaya çalıştık. O kartal gibi biz de yerlerde duranları uçmaya çağırdık. Gördük ki asıl mutluluk yüce dağ tepelerinde tertemiz havayı ciğerlerimize çeke çeke yaşamakta. Bunu bize öğütleyen ve hatta öğreten yüce kartaldı. Onun için ne söylesek az olur. O bize sadece uçun demedi. O hem yüreğimize, hem aklımıza seslendi. Onun o usta sesiyle yüreğimiz ve düşüncemiz kendine geldi. Onun samanyolunda verdiği ziyafet, Hızır’ın eşliğinde kırk gün kırk gece değil, ama tam kırk saat devam etti. Yüce dağ doruklarında kurulmuş sofraların yanında gürül gürül akan dağ pınarlarından kana kana içtik. Sonra onun çağrısıyla kentlere ağdık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.