• İstanbul 17 °C
  • Ankara 11 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 16 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 16 °C
  • Bolu 11 °C
  • Bursa 16 °C

Ufkumuzdan Geçip Giden Bir Kartal

Ufkumuzdan Geçip Giden Bir Kartal
“Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır.”
Bu, hayatımızın en güzel yorumunu, bize gösterilen stratejiyi o kartal çizmişti. Hep didinmeyi, yorulmayı, gayretlenmeyi, bir şeyleri bahane etmemeyi, hedefe kilitlenmeyi, zirveye atılan kemende asıla asıla yükselmeyi ve yücelmeyi, bize o kartal öğretmişti.
 
-Sezai Karakoç’un ardından-
 
Bu diyardan bir kartal geçti, gitti. Kocaman kanatları vardı onun; göklerde süzülüşünü seyreder, hep ona imrenirdik. Ona bakar, bakar; keşke biz de onun gibi bir süzülebilsek der dururduk. Bir de onun yüreğimize dokunan ve işleyen bir sesi vardı ki hepimiz mest olurduk.
 
O, hep bizi de uçmaya çağırırdı. Ufkumuzda döner dolaşır, haydin, derdi, davranın, ayaklanın, koltukaltlarınızda farkına varmadığınız kanatlarınız vardır, iyi biliyorum, onları kullanın. Derlenin, toplanın. Bir katar olun, hep birlikte uçun kuşlar, uçun. Kartal olamasanız da göreceksiniz, siz uçtukça kanatlarınız büyüyecek. Sizi görenler de size imrenecek ve size katılacak. Bir de bakacaksınız büyük bir ordu olmuşsunuz. Hep birlikte göklerde süzülmektesiniz. Sizi gördükçe başkaları da kanatlanıp süzülmeye başlayacaklar.
 
Evet, bu toprakların üstünde, semalarda, yücelerde süzülen bir kartal vardı. Sözü güzel, özü güzel, öğüdü güzel. Göklerde sabit der-kadem duruşuyla, hepimizin kendisine imrendiği, yüce yüce dağ tepelerinde eğleşen, zarif, süzülme ustası bir kartal.
 
O ustaya özenip söylediğimiz sözlerimiz oldu bizim de. Biz de bir yerde, çıkabildiğimiz bir dağ doruğunda sabit durmaya çalıştık. O kartal gibi biz de yerlerde duranları uçmaya çağırdık. Gördük ki asıl mutluluk yüce dağ tepelerinde tertemiz havayı ciğerlerimize çeke çeke yaşamakta. Bunu bize öğütleyen ve hatta öğreten yüce kartaldı. Onun için ne söylesek az olur. O bize sadece uçun demedi. O hem yüreğimize, hem aklımıza seslendi. Onun o usta sesiyle yüreğimiz ve düşüncemiz kendine geldi. Onun samanyolunda verdiği ziyafet, Hızır’ın eşliğinde kırk gün kırk gece değil, ama tam kırk saat devam etti. Yüce dağ doruklarında kurulmuş sofraların yanında gürül gürül akan dağ pınarlarından kana kana içtik. Sonra onun çağrısıyla kentlere ağdık.
Bu haber toplam 250 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim