Oraya üzerinde tartışmak için geldiğimiz romanı pek beğenmedim -bana onun karmaşık, komplo temelli romanları kalıplaşmış gibi geldi- ve deyimsel İngilizceyi bilmemesine dayanan bazı komik yanlış anlaşılmalar vardı. “Forma geri dönüş” de nedir?” Yine de görüşmemiz hatırlanmaya değerdi. Kariyerinin bu kadar geç bir döneminde olmasına rağmen, son derece başarılı bir yazar olan, fakat daha ilginç bir şekilde, kamu entelektüelliğinin nadir bir örneğiyle karşılaştığım için şanslı olduğumu biliyordum.
Konuşması, ışık hızıyla ilerleme eğilimindeydi. Baktığı yoğun bulutlardan -Prag Mezarlığı’nın kritiğini yapmaya çalıştık, ama iradesi zayıftı- aniden görkemli ve parıldayan bir aperçu (Fransızca görü) çıkarabiliyordu. Silvio Berlusconi’nin politik başarısını tartıştığımız sırada bana, “İtalya entelektüel bir ülke değil” dedi. Tokyo metrosunda herkes bir şeyler okuyor. İtalya'da ise durum böyle değil. “İtalya'yı Raphael ve Michelangelo'yu ortaya çıkaran ülke olduğu gerçeğiyle değerlendirmeyin.”
Devamı: https://www.dunyabizim.com/alinti/umberto-eco-insanlar-basit-seylerden-bikti-h39251.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.