30 Mart seçimleri belki de Türkiye tarihinin en mühim mahalli seçimleri olacaktır. Bugüne kadar hiçbir mahalli seçim bu kadar büyük bir siyasi cevap, siyasi meydan okuma veya siyasi karşılık niteliğine sahip olmamıştı. 
Türkiye'de gezi olaylarıyla başlayıp, 17 Aralık operasyonel girişimiyle devam eden kriz yaratan, hatta ülkeyi kaosa ve istikrarsızlığa sürükleme çabalarının esas hedefi, "çözüm sürecinin" gerçekleştirmeye çalıştığı toplumsal barış projesidir.
Başbakan Erdoğan'ın doğu illerinde katıldığı bazı mitingleri izleme fırsatı buldum. İlk gözlem bu şehir halklarının kalkınma ve barışa duyduğu özlemin gerçekleşmesi yönünde atılan adımlar karşısında duyduğu heyecan oldu. Başbakan konuşurken kitleler onun çözüm sürecinden ve o vilayetlere yapılan hizmetlerden, yatırımlardan söz edip örnekler verirken meydanlarda ortaya çıkan dalgalanmaktaydı. Çözüm sürecinin yarattığı atmosferi, ümidi, Bitlis'in ve Bingöl'ün sokak aralarında yüz yüze görüşme fırsatı bulduğum vatandaşlarla yaptığım sohbetlerde daha fazla hissettim. İnsanlar, bir yıldır devam eden kansız, gözyaşsız dönemin kendileri için bir bayram havası yarattığını ifade ederken, normalleşmenin terör örgütünü de bitireceğini açıkça söylemekten çekinmiyorlar.
Yazının devamı için: http://www.aksam.com.tr/yazarlar/vedat-bilgin/meydanlarin-dili-ve-kriz-beklentisi/haber-291961































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.