• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 10 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 20 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 18 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 16 °C

Yağmur Atsız'dan: Barış Havârîlerimiz

Yağmur Atsız'dan: Barış Havârîlerimiz
"Hadsize Haddini Bildirmek” serlevhalı yazım tahminlerimin de üzerinde ilgi gördü.

O sıralar “Yeni Yüzyıl”da yazıyordum. Nah işte bir de adres!

Arşivler yalan söylemez!

Kaldı ki böylesine kör-kör-parmağım-gözüne bir gelişmeyi tahmîn etmek değil edememek özel bir “performans” (!) gerektirmez mi?

Bir de, efendim, bizim Türkiye olarak “Mîsâk-ı Millî” sınırlarından gayrı sınırımız yokmuş da ne bir karış toprak verirmişiz de ne de bir karış yabancı ülke toprağında gözümüz varmış!!!

Behey akıl fukarâları, ben şimdiye kadar tek bir cümleyle olsun bir “ilhak”dan bahsetdim mi? Olsa olsa Kuzey Irak ve Kuzey Sûriye’nin selâmeti bize “iltihâk” etmekde bulabileceklerini söyledim ve söylüyorum!

Üstelik kullandığınız kelimelerin ne anlama geldiğinden de bîhabersiniz!

Girin internete “Mîsâk-ı Millî Sınırları” diye de görün bakalım nerelerden geçiyormuş!

O mîsâka, yâni anda göre Sofya, Selânik, Ohri, Cezâir-i Bahr-ı Sefîd (Ege Adaları’nın tümü!), doğuda Batum’la Gürcistan ve Ermenistan’ın hemen tamâmı, ayrıca Kuzey Irak’ın tamâmından biraz fazlası ile Sûriye’nin hemen hemen üçde ikisi“geriye kalan ufak, çekirdek Türkiye”dir!!!

Şam’ın 90 km. kadar kuzeyinden geçer sınır!

Mîsâk-ı Millî sınırlarıymış!

Ben buna râzıyım!

Hattâ bana fazla bile gelir, meselâ Sofya’yı, Ohri Gölü’nü, bugün Ermenistan diye adlandırılan bölgeyi, Selânik’in batısındaki Vardar Irmağı’nın batısından Arnavutluk’a kadar uzanan toprakları ve bâzı Ege adalarını da ilgilenenlere bırakabilirim. Ama Halep’den ferâgat etmeyi de doğrusu istemem.

Çok methediyorlar.

Tabii Selânik’den vazgeçmek de olmaz!

Ata’nın doğum şehrini gâvur içinde koyacak değiliz helbet!

Bir de demişler ki savaşmaya o kadar meraklıysan kendi oğullarını yolla, bizim binlerce şehid vermeye niyetimiz yok!

Boşa konuşmak gibi olmasın ama böyle bir zarûret doğsa ve beş oğlum olsa elbet beşini de yollarım.

Tıpkı bu memleketdeki onbinlerce diğer baba gibi...

Ama bu ne benim savaş meraklısı olduğum anlamına gelir ne de öbür ebeveynlerin!

Öte yandan ortada fol yok yumurta yokken bu yaygaracılığın mânâsını da pek anlayabilmiş değilim.

Hazır şehidlerden açılmışken:

Mısır o 2003 Harekâtı’na katıldı.

Toplam kaybı dokuz er.

Aynı 2003 Mart Ayı Türkiye’nin trafik kazâlarına verdiği kurban sayısı 96 kişi!

Fakat meseleyi bu şekilde bir sizden şu kadar bizden bu kadar seviyesine düşürmek de biraz tuhaf kaçıyor gâlibâ...

Kaçıyor kaçmasına da konu bir kere açılınca 2003’den günümüze sekiz yılda PKK’ya kaç şehid verdiğimiz sorusu da derhâl zihnimizi kurcalamaya başlıyor.

Barış Havârîlerimize geçen yazıda da sormuşdum; Kuzey Irak’da toprağa düşenler şehid de acabâ sınırın beri yakasında düşenler başka bir şey mi?

Efendim?

Sesiniz hiç gelmiyor. İsterseniz ben kapayayım da siz beni arayın!

04.09.2012 Star
Bu haber toplam 448 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim