Oysa Duran Kalkan’ın son açıklaması, Demirtaş’ın bu durumu tevil eden açıklamasını net şekilde tekzip ediyor. Kalkan, üçüncü stratejik dönemde zaman zaman siyasal çözümü geliştirmek için terör saldırıları yaptıklarını, çözüm sürecinde bir dayatma aracı olarak saldırıları kullandıklarını itiraf ediyor ve gelinen noktada hedefin ve stratejinin değiştiğini, taktiksel saldırılar yapmak yerine amaca ulaşmak için topyekün eylemler gerçekleştirdiklerini söylüyor.
Terörü tek yöntem olarak kutsayan bu anlayış, doğal olarak siyaseti de anlamsızlaştırıyor, her türlü görüşme ve diyaloğu devre dışı bırakıyor. Zaten Silvan saldırısıyla öne çıkan bu yeni strateji, Oslo sürecini de havaya uçurmuş, Öcalan’ın taktiklerini boşa çıkarmıştı. Üstüne üstlük Kalkan, bu stratejiyi 2 yıl öncesinden planladıklarını söyleyerek, Öcalan’ın yürüttüğü bütün çalışmaların da aslında bir kandırmaca olduğunu ima etmiş oluyor.
Bu stratejiye karşı BDP’nin meseleyi geçiştiren tevilci tavrı ciddi bir iç sıkıntıyı ortaya koyuyor. İşin daha dramatik yanı ise PKK’nın gençleri bile bile ölüme sürükleyen ve kayıpları bir kazanç gibi gören çarpık anlayışına karşı sessiz kalınmasıdır.
***
Şemdinli’de 170 civarında PKK’lının etkisiz hale getirilmesi, PKK’nın yeni stratejisinin kanlı ve çaresiz yüzünü gösteriyor.‘Bunalım taktiği’ denebilecek bu yeni durum, ölümlerin doğuracağı siyasi-sosyal etkileri hesap ediyor ve kaotik bir tablo üreterek psikolojik iklimi bozmaya çalışıyor.
Bu süreçte, kendi mensuplarını ölüme sürükleyen ve sivil zayiat verilmesinden medet uman bir anlayışı sorgulayamayanların sadece devleti eleştirmesi hiç de doğru olamaz. Devlet, terör örgütünün aksine hak-hukuk tanıyan, insani perspektifi kaybetmeyen bir mücadele ortaya koyuyor. Devletin yürüttüğü mücadele, ‘yok etme’ değil, ‘kazanma’ amacı taşıyor. PKK’lılar bile biliyor ki, sivillerin arasına girdiklerinde devlet sivillerin zarar görmemesini birinci öncelik yapmaktadır.
Bu sebeple başından bu yana iki hususu vurguluyoruz. Birincisi bu mesele sadece askeri yöntemlerle çözülemez, bataklık kurutulmadan sorunun tezahürleriyle uğraşarak sorun devre dışı bırakılamaz. İkincisi ise güvenlik politikalarında amaç ‘yok etmek’ değildir. Bugüne kadar 30 bini aşkın terörist etkisiz hale getirilmiştir ama mesele bitmemiştir. Devlet, suçluyu, teröristi veya katili cezalandırarak adaleti sağlamak ve onları topluma kazandırmakla mükelleftir. Ancak intihar şeklindeki eylemler ve yok etmeyi amaçlayan saldırılar elbette savunma temelinde bir karşılık bulmaktadır.
Sözün özü, PKK’nın bu yeni stratejisi de, daha fazla ölüm üzerine kuruludur ve sonuç alınamayacak bir çıkmaz yoldan başka bir durum ortaya koymamaktadır.
10.08.2012 Star






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.