Mûsikînin kendisini incelediğimiz zaman, sesleri güzel ve uyumlu bir şekilde biraraya getirip güzel nağmeler elde etme sanatı olarak kabul edebileceğimiz bu sanatta, kendisinden kaynaklanan bir haramlık sebebine rastlayamayız. Peki o halde İslâm toplumlarında, hem de ilimle iştigâl ettiğini zanneden bâzı çevrelerde bile hangi sebepten dolayı mûsikînin haramlığına hükmedilmiş ve enstrüman icrasına da cevaz verilmemiştir ? Müziğin kendi tabii durumundan kaynaklanan bir sebep yoksa, o halde hangi sebepler müziğe yanlış bakılmasına ve haram kabul edilmesine yol açmış olabilir ? Bu sebebi müziğin kendi tabiatında bulmak zor hatta mümkün değilse başka yerlerde mi aramak gerekecektir ? Acaba müzisyenin müziği yanlış ve kötü kullanma biçimi, müziğin de yanlış anlaşılmasına ve haram kabul edilmesine sebep olmuş olabilir mi ? Bu sebebi müzikte arayacağımıza biraz da onu icrâ edenlerde arasak acaba sorunun cevabını bulabilir miyiz ?
Eğer bilginizin merkezinde, yaşama biçiminizin merkezinde ve kabiliyetinizi kullanma tarzınızın merkezinde Allah yoksa, O'na olan inanç, saygı gibi belirleyici unsurlar yoksa, bu durum, eşyayı kullanma şeklinize de etki edecek hatta eşyayı kullanma biçiminizi bile belirleyecektir. Biraz daha ileri gidecek olursak, bu değerlere sahip olmanın yanında samimî olmak da önemli bir belirleyicidir. Müzisyenin hayatında bunlar ne kadar vardır ve daha önemlisi bu değerler, yaptığı işe veya mesleğine ne kadar yansımaktadır ?
Günümüz müzisyenlerini çok yakından tanıyan hatta onların birçoğuyla aynı eğitim sisteminin içinden geçmiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki günümüz müzisyenlerinin büyük bir çoğunluğu maalesef bu değerlerden uzak yaşamaktadırlar. Sırtına hırkayı, başına sikkeyi takıp mutasavvıf görüntüsü verenlerin, tasavvufun gerçeği ile uzaktan yakından ilgileri yoktur ve bu konudaki icrâlarını tamamladıktan sonra yollarına devam ederler. Ağzından Allah zikrini düşürmüyor görünenlerin de, inançlı zevâta kendilerini pazarlayabilmekten ve biryerlere tezgâhı serip dükkânlarını işletmekten başka hiçbir düşünceleri yoktur. Her türlü dedikodu, yalan, birbirini sırtlarını döner dönmez ve ayaküstü, hemen oracıkta satıverme tabiatı bunlardadır. Kendi isimlerini parlatmak ve isimlerini bir markaya dönüştürmeyi başardıktan sonra bunun rantını yiyebilmek gibi son derece dünyevî bir maksatları vardır. "Biz geleneğe ve mûsikîmize hizmet ediyoruz" deyip, en tasavvufî mûsikî işlerinden inanılmaz paralar götürenler bunlardır, bu işlerden kendi ceplerine pastanın en büyük dilimini koyup kendileriyle beraber icrâ eden arkadaşlarına "Allah rızâsı" deyip üçbeş kuruş koyanlar da yine bunlardır. Bu arkadaşların karınları "tok"tur... fakat gözleri "aç"tır !
Özellikle günümüz mûsikî icrâcıları için bu yazıklarım gerçektir ve azdır. Daha yazılacak, söylenecek çok şey vardır. Bu müzikçilerin bu şekildeki davranışları da elbette akl-ı selîmin dikkatini çekmektedir ve bu marazlarının sebebinin de mûsikî olduğu zehabına kapılabilir, bu müzikçilere bakarak mûsikî gibi bir nimet hakkında yanlış düşüncelere sahib olabilirler. Ne var ki, gördüğüm ve şâhid olabildiğim kadarıyla ister batı ister doğu, ister Türk, hangi müzik türüyle ilgilenirse ilgilensin, müzisyenlerin tabiatı her yerde galiba aynı ve galiba eskiden de aynıydı, müzisyen tabiatında galiba değişen hiçbir şey yok. Bir müzisyenin tabiatından kaynaklanan bu zaaflar yüzünden belki mûsikî nimeti de haketmediği halde kötü algılanabiliyor.
Elbette yüzünü Allah'a çevirmiş ve mûsikî nimetini sadece O'nun rızasına nâil olabilmek için kullanan mûsikîşinaslar var ve onlar yukarıda yazdıklarımızın dışındadır. Ama bana öyle gelmektedir ki, eğer mûsikî nimetinin kendisinde, haram kabul edilmesine sebep olacak bir unsur yoksa, o halde İslâm dünyasında bu nimetin –bâzı kimseler tarafından- neden haram kabul edildiğinin sebebini biraz da dış unsurlarda, meselâ mûsikî nimetini yanlış ve kötü niyetleri için kullanan samimiyetsiz müzikçilerde ve onların amellerinde aramak gerekmektedir.
09.09.2012 Yeni Şafak






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.