• İstanbul 14 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 11 °C
  • Şanlıurfa 20 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 17 °C
  • Bolu 10 °C
  • Bursa 12 °C

Yan Etkileri Olmayan Tesirli Şiirler

Yan Etkileri Olmayan Tesirli Şiirler
(Hüseyin Akın'ın 'Yan Tesir'ini bir İnceleme Denemesi)

Ercan ATA yazdı..

Hüseyin Akın, hayatını şiire ve sanata adamış usta bir kalem. Şiir atını uzun yıllardır meydanlarda koşturmakta. İsmet Özel, bir şiirinde: "Sözlerim var köprüleri geçirmez/ kimseyi ateşten korumaz kelimelerim" der. Onunkiler ise sanki biraz daha zorlasa köprülerden hatta sırattan geçirecek gibidir. Buradan lafı nereye mi getireceğim? Tabii ki Hüseyin Akın'ın 'Yan Tesir' isimli şiir kitabına. -Ha Yan Tesir deyince aklınıza okumakta zorlanılan o ilaç prospektüsleri gelmesin. Bu şiirlerin hiçbir zararlı yan etkisi yok.- Hüseyin Akın'ın 'Yan Tesir' isimli şiirler toplamı, Şule Yayınlarından 2017'de çıkmış. İki bölüm ve doksan altı sayfadan oluşan kitapta toplamda otuz sekiz şiir yer alıyor. Hüseyin Akın şiirinin alamet-i farikası parlak, işleyen bir zihnin yansıması olması. Şairin bundan önce de yayımlanmış beş şiir kitabı olduğuna göre onu çok yazan, velut bir kalem olarak niteleyebiliriz. Üstelik o, sadece şiir de yazmıyor. Şiirin yanında "deneme, fıkra, anı, biyografi" gibi alanlarda on beş civarında kitabı bulunmaktadır. Hüseyin Akın'ın son derece rahat, samimi, doğal bir üslûbu var. O şiirini konuşur gibi yazıyor. Adeta şiirlerinde okuruyla söyleşiyor. İlk şiirinde "Abartsaydım gökyüzünü öperdim" diyor. Şair, hayalindeki cennet gibi güzel beldeyi tasvir ediyor. Ve "Hâlâ yaşıyorsak bir izahı olmalı" diye ekliyor. Şair, söz sanatlarını çok fazla kullanıyor. "Kişileştirme, abartma, benzetme, tenasüp" bunlardan öne çıkanları. Hüseyin Akın, tezat sanatını da yoğun olarak kullanıyor şiirlerinde. Bunda da haklı son derece. Zira hayatı ancak ölüm kavramı üzerinden izah edebiliriz. Anestezi şiirinde, "Bir yağlı urgana tutundu gölgem/ Ne desem ölümün çıtı çıkmadı" diyor. Bu şiir, "Ne giysem beyaz bir kefenmiş" dizesiyle sona eriyor. Onun şiiri hakkında Emel Özkan ise 'Milli Gazete'de yayınlanan yazısında şu yorumu yapıyor: " Akın, dünyadaki yerini sorumluluk sahibi bir şair olarak belirler. Hüseyin Akın şiirinin en önemli özelliklerinden birisi okuyucuyu şaşırtmasıdır. Şair klişe ifadeyi deforme eder. Hüseyin Akın'da deformasyon ironik bakışın bir tezahürüdür. İroni şiirinin hayat damarlarından birisidir. Onun şiirinde modern zamanların tahrip edici unsurlarına karşı bir direnme söz konusudur. Akın çağın günahlarını söylerken büyük resmi kaçırmaz" (2) Kitabın ilk şiiri "Yaşamak Ölesiye" başlığını taşıyor. Bu başlık aynı zamanda kitaptaki ana izleğin hayat ve ölüm olduğuna dair bazı ipuçlarını da veriyor. O, insanın tek gerçeğinin ölüm olduğunu kulaklarımıza fısıldıyor. Kaliteli bir şiir kumaşına sahip şairin en önemli temleri 'hayat ve ölüm'dür. Aslında o, neden bahsederse bahsetsin son tahlilde ustalıkla sözü ölüme getiriyor. Burada tüm merdivenler ölümün kapısına çıkıyor. Hüseyin Akın, ayrıca yaşadığı toplumun ayrıntılı fotoğrafını çekiyor dizelerinde. Maalesef, cemiyet artık çok sağlıklı değildir. Tren raydan çıkmıştır ve hınç yüklü kamyonun freni patlamak üzeridir. Halk, yanlış şarkıları söylemektedir. "Alsın onu götürsün bir yağmur ülkesine", " Göç yolunu unutmuş kuşlar bir şarkıyla gelirler" (Basmakalıp, s. 29) Öte yandan Kripto şiirinin tüm kelimeleri (k) sessiziyle, Süper-sin şiirinin tüm kelimeleri ise (s) sessiziyle başlamaktadır. Üstelik bu şiir içerik ve tema yönünden son derece anlamlıdır da bu şiir. Yani deneysel amaçlı olarak (k) sessizinin yan yana getirildiği mısralardan oluşmamıştır. İnsan ana duyguya kolayca vasıl olmaktadır şiiri okuyunca. "Kanaviçe kursları kriptocu kızlara/ Kamp kuruyorlar Kabeye kamyonet kasasında/ Kovalıyor kaçtıkça katologda kısmeti" (Kripto, s. 21) "Sinop'un boy aynasında salınan o sis değil/ Kaç yüzyıllık uyku var gözlerinde" dizeleri ise Sinop-sis şiirinde geçmektedir. 'Heves' şiirinde dünyanın geçiciliği anlatılmaktadır. O, birkaç şiirde hayali arkadaşı Sait ile söyleşmektedir. Şairin Sait'e de söylediği gibi bu dünya kimseye kalmaz, gelen mutlaka geri döner. 'Güvercin Taklası'nda ise ölümün insan için gerçek bir kurtuluş olacağını düşünmektedir, şair. 'Birçok' adlı şiirde dünya kelimesi yedi defa geçmektedir. Ayrıca diğer şiirlerinde de dünya kelimesi pek çok defa kullanılmıştır. "Dünya" onun için bir savaş sahnesidir ve oyun dünya sahnesinde oynanır. İnsan ölüme ve sonsuz ahiret yolculuğuna da bu dünyadan gider. Onun şiirlerinde fani olandan kaçma isteği ve bâki olana yönelme arzusuna rastlanmaktadır.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/yan-etkileri-olmayan-tesirli-siirler-k5407.html

Bu haber toplam 300 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim