Mutlu çocuklar gördüm koşan
Göğü, dağı, bayramı kucaklıyordular.
Hızır’ın cübbesi vardı, çiçekler taşıyordu yanağından
Göğü kutsamış mesih yüzlü ebabiller
Yırtmış bağrını işte buradayım dercesine.
Hadi öldür ve uyandır beni
Taşın toprağın altına söyledim ne varsa
Sırdır aramızda söylemem
Kınından sıyrılmış şu gecenin ötesi yok
Evde bekliyor entariler, yıkanmamış gömlekler, pazen
Akşam pişmiş ve sofraya konmuş yemek
Beklesin!
Şimdi göğü esenlemenin vaktidir.
Karanlığı yaran hakikatti o geceyi anlatan, tarifi zor, şairi meçhul bir mısra gibi yazılıyordu. İsimlerin üzerinden geçiyordu bereketli bulutlar, görünmez damlalarını indiriyordu sessizce. Herkesin bildiği o müzik kulaklarda. Şaşırmıyordu bedenler hep bir ağızdan…
Devamı: https://www.dirilispostasi.com/makale/7486184/yunus-emre-altuntas/15-temmuz-ebabil-kissasi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.