• İstanbul 12 °C
  • Ankara 10 °C

Zamanın demlendiği bir hayat

Zamanın demlendiği bir hayat
1947’de Zonguldak-Kozluda’da dünyaya gelen Şaban Teoman Duralı, fikir ve yazın dünyamızda kalıcı bir yer edinmiş, yakın siyasi ve medeniyet tarihimize doğrudan ışık tutacak nitelikteki kültürel hafıza değerlerimizden biridir.

 Kozmopolit bir soyun tüm renklerine ve farklılıkların harmonisine sahip genleriyle Osmanlı İmparatorluğu’ndan genç Cumhuriyet’e geçiş evrelerinin tümüne hem şâhitlik etmiş hem de aktif katılım sağlamıştır. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra İstanbul’a felsefe ve biyoloji eğitimi için gelmiş fakat elbette bununla kalmayarak çok çeşitli akademik disiplinlerde aktif vazifeler almıştır. Öğrenim gördüğü üniversitede önce asistan, sonra felsefe doktoru ve doçenti, son olarak da 1988 yılında profesörlük unvanı alarak felsefe tarihinin en çok içerik üreten hocalarından biri olarak akademik camiada yer bulmuştur. Kendisi, muhtelif dillerde yayınlanmış pek çok makale ve kitabın müellifi olmakla birlikte asıl meselesi; zamana en doğru şekilde şâhitlikle ânı idrak etmektir.

Gazeteci Ali Değermenci’nin kişisel hayranlığının bir röportaj vesilesiyle bizzat tanışıklığa varması sonucu kesişen yolları, sonrasında ciddi bir bağlılıkla ve nihayet bu sıra dışı hayatın her yönüyle yazılı bir esere dönüştürülmesiyle taçlanır. Turkuvaz Kitap’tan biyografi türüyle yayınlanan “Öyle Geçer ki Zaman”da; milyonda bir insana nasip olacak bir hayatı, nehir söyleşi dizisiyle kaleme alan Ali Değermenci, bir madenci gibi çok değerli bir cevher bulmanın sevincini yaşadığını ifade eder. Çocukluğundan gençliğine, başını alıp gitmelerinden vicdan muhasebelerine, aşkla tutuştuğu akademiye ve araştırmalarına kadar Hoca’nın anlattığı birçok konunun kendisini ölesiye heyecanlandırdığını ve tüm kitaplarını okumuş olmanın altyapısıyla felsefeye var olan ilgisini, bir tutkuya dönüştürdüğünü anlatır. Hoca’nın; dersleri, katıldığı programlar, yazdığı kitaplar, Osmanlı İmparatorluğu’na uzanan ailesinin hikâyesiyle birlikte dedelerinden devraldığı kültürel mirasın izdüşümlerini anlatırken birebir yaşadığı hatıraları, soru-cevap şeklinde kitapta yerini alır. Müellifinin başka bir açıdan vurguladığı şey; bir dönem okuması ve tarihsel tanıklıktan öte bu eserin bir hakikat yolcusunun hikâyesi olduğudur. Mevcut kültürel arka planı, gezip gördükleri ve bitmek-tükenmek bilmeyen araştırma/okuma merakıyla birleştirerek nev-i şahsına münhasır bir üslupla ifade eden Duralı’nın, günümüzde olup bitenlerle alâkalı görüşleri ve felsefi analizleri de ciddi bir kıymete haiz görünmektedir. Kendisi, ‘Aristoteles’te Bilim ve Canlılar Sorunu’‘Çağdaş Küresel Medeniyet’‘Biyoloji Felsefesi’ gibi eserleri ve yetiştirdiği öğrencilerle Türk felsefe kültürüne ve düşünce hayatına önemli katkılar sağlamış biri olarak zihnimizi açmakla kalmaz, aynı zamanda kim olduğumuz ve neden yaratıldığımız noktasında bize farklı bir ufuk tayin eder.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/zamanin-demlendigi-bir-hayat-makale,1599.html

Bu haber toplam 209 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim