• İstanbul 16 °C
  • Ankara 22 °C

Zekiye Kahraman: Misafir

Zekiye Kahraman: Misafir
Bugünlerde ev sahipleri olarak; önemli bir misafir bekliyoruz. Hani uzaktan, tanıdık, fakat yılda bir kez gelen ve çok değer verdiğimiz.

Büyük küçük ailece, şehirce, ülkece ve ümmetçe, hepimiz gelecek olanı bekliyoruz. Evler temizlendi. Kilerler, dolaplar elden geçti ve eksikler varsa giderildi.

Çocuklar soruyordu, biz gelecek olanı tanıyor muyuz diye. Elbette tanıyorsunuz, diyordu büyükleri ve büyüklerimiz…

Her yıl gelir, bir ay boyunca onu misafir ederiz. Evlerimize ve geldiği her yere, bereket ve huzur getirir. Onunla birlikte bir ay boyunca, her günümüz ve gecemiz ayrı bir değer kazanır. O evlerimize adımını attığı andan itibaren, huzur ve bereket onunla girer hanelerimize. Yemekler yapılır; çeşit çeşit, fazla fazla. Yapılanlar komşuyla, hastayla paylaşılır.

Akşam hariç, yemek saatleri değişir. Gece, büyüklerin sessizce yemek hazırlığında iken, gözünü ovuşturarak kalkan çocuklar, sahur yemeğinin en güzel ve özel misafirleri olurlar. Gün boyu, varken yememeyi ve her türlü kendimize dur demeyi öğreniriz, çoluk çocuk, hep beraber…

Çocuklar,  biri gider, biri gelir; “Misafirimiz kadın mı erkek mi?” diye sorarlar. “Ne kadın ne erkek, gelince görürsünüz” derler büyükleri. Çocukturlar adı üstünde, soruları bitmez. Mantıklı ya da mantıksız, ama bir o kadar masum ve günahsız. Onlara göre gelen, süper kahramandır, kapıdan da gelebilir, pencereden de…

Büyüklerden biri üstlenir onlara anladıkları dilden anlatma görevini. Öyle de bilmiş bilmişlerdir ki anlıyorlardır tüm bu olup biteni. İlle de büyüklerinden duymak isterler, işin gerçeğini. Ya da büyüklerin onlara ne kadar değer verdiklerini anlamak isterler. Ah siz küçükler; ne kadar da netsiniz, siyah ve beyaz gibi…

Evet, gelen ramazan, oruçtur, iftardır, sahurdur, teravihtir.

O, gittiği yere hediyeler götürür. Sabırla yoğrulmuş, sabırla süslenmiş hediye paketleri. Güne başlarken ve gün sonunda akşam vakti sofralar kurulur. Ramazanın hediyesi, günün mükâfatıdır oruç. En güzel hediye teravihle taçlanır. Güne geceden başlanır. Huzur ve huşû içinde. Yoklar gözetilir, varlar vermenin huzuruyla mutluluğun zevkini yaşarlar. Çünkü vermiş olmak, olanın, olmayana borcudur.

Devamı: https://www.insaniyet.net/misafir/

Bu haber toplam 161 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim