• İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

19 Mayıs Kemalist cumhuriyeti “kutsama” töreni mi, millî mücadele’yi baş

Ahmet Doğan İLBEY

19 Mayıs 1919’u Millî Mücadele’yi başlatma niyetiyle yola çıkışın tarihi olarak kabul ediyorsak, “Vatan-ı İslâmiyye’nin” istiklâli için başlatılan Millî Mücadele’nin rûhuna aykırı “devrimler” yapan Kemalist Cumhuriyetin ideolojik töreni olmaktan kurtarmalıyız. Hâlen sürdürülen bu fahiş hatâ düzeltilmek isteniyorsa, 19 Mayıs’ın muhtevası Müslüman Türk milletinin topyekûn katıldığı İstiklâl Harbi’nin mânasına uygun olmalı. O vakit, milletimiz bu kutlamalara cân ü gönülden katılacaktır. 

“Samsun’da doğan güneş” olarak yüceltilen 19 Mayıs belgelerle sabittir ki, M. Kemal’in tek başına aldığı bir karar değildir. M. Kemal’in Doğu'daki orduların müfettişi unvanıyla Samsun havalisindeki asayişin temini ile benzeri vazifelerin yerine getirilmesi için bir hayli subay, hizmetli, iaşe ve altın yolluklarla gönderilmiştir. M. Kemâl'in 19 Mayıs'ta yola çıkma sebebi kendi ifadesiyle “Vatan-ı İslâmiyye’nin ve hilâfetin kurtarılması” ve “Bölgedeki asayişi temin etmek ve dîn-i mübin-i İslâm üzere” milleti Millî Mücadele’ye hazırlamaktı. Bu sebeptendir ki 19 Mayıs lâdinî Kemalist Cumhuriyet için yola çıkışın tarihi değil, vatan-ı İslâmiyye’nin kurtarılması için çıkılan tarihtir. (D. Mehmet Doğan, Türkiye Cumhuriyeti Tarihine Giriş, Yazar Yayınları, s.122-128-271)   

19 Mayıs törenleri “devrimci cumhuriyete şükran baloları” dır

Okuyanların bildiği bir mevzu... M. Kemal 1927 yılında Cumhuriyet Halk Fırkası’nın Kurultayı'nda okuduğu “Nutuk” da “19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a gittim” cümlesiyle bu tarihin hedef ve muhtevasını kendi gayesine uygun şekilde değiştirir. Bu mesajla 19 Mayıs ideolojik hâle dönüştürüldükten sonra 1938’de “resmî bayram” kabul edilir. Nutuk okunmadan önce 19 Mayıs resmî bayram değildi. Samsunluların 1926’da 19 Mayıs’ı ‘Gâzi Günü’ ilân ederek kutlamasının ardından Ankara ve diğer şehirlerde de kutlama yapılır. 1928’de birkaç şehirde yine “Gâzi Günü” ilân edilir, “Gâzievi” açılır, fener alayları düzenlenir, belediyelerde “Gâzi” ye ve “devrimci Cumhuriyet”e “Şükran Baloları” tertip edilir. (Prof. Dr. Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyeti'nde Tek-Parti Yönetimi'nin Kurulması, 1923-1931)

İttihat ve Terakki döneminde “Terbiye-i Bedeniye Şenlikleri” ve “İdman Bayramı” olarak başlayan bu ideolojik bayramın safahatını D. Mehmet Doğan şöyle anlatıyor: “12 Eylül darbesinden sonra adı ‘Atatürk’ü anma, gençlik ve spor bayramı’na dönüştürülen gün, ancak 1938’de, Atatürk’ün ölümünden yaklaşık altı ay önce, resmî tatil ve bayram günleri arasına alınmıştır. O zamana kadar, mayıs ortalarında ‘jimnastik’ veya ‘idman bayramı’ yapılırdı. Bu bayram, 19 Mayıs’la birleştirilerek, Atatürk’ün ölümüne yakın ‘Atatürk kültü’ oluşturulması yönünde bir adım atılmıştır.” (D. Mehmet Doğan,19 Mayıs mı, 29 Mayıs mı?, TYB.org.tr, 30 Mayıs 2013)

“Gürbüz kız ve erkeklerin bedensel mârifetlerinin” sergilenmesi bayram olabilir mi?

Bu törenler “Gâzi Günü” nün muhtevasına dâhil edilerek kutlanır. İslâmî değerlerle irtibatını kesmiş olan Kemalist Cumhuriyetin “muasır yeni Türk ulusu” adına yaptığı Ankara'daki törende Orta Muallim Mektebi öğrencilerinden oluşan “gürbüz kız ve erkekler bedensel mârifetlerini” sergilerler ve kendilerini izleyen M. Kemal'in “muasır Türk gençliği” iltifatlarına mahzar olurlar. (Ayşe Hür, Geleneğin İcadı ve 19 Mayıs Bayramı, Taraftar Gazetesi, 19 Mayıs 2008)

19 Mayıs gösterileri iffet duygularını kırıyordu

19 Mayıs Törenleri Müslümanca giyinen kız öğrenci tipine karşı sözde modern öğrenci tipinin öne çıkarıldığı gösterilerdir. Özellikle eski 19 Mayıs Törenlerinde omuzları açık mini etekli kıyafetlerle kız öğrencilere gösteriler yaptırılması Batı’nın karnavallarına benziyordu. Asrî/modern kıyafetlerle, Avrupa’dan kopya edilen dans ve jimnastik hareketleriyle utanma ve iffet duyguları kırılıyordu. Böylelikle sözde “çağdaşlaşmış yeni Türk kadınının” rûhunda hayâ duygusu yok ediliyordu. Bu şenaati Necip Fâzıl yıllar önce yazmıştı: “19 Mayıs geliyor ve memlekette büyük cinsî cazibe törenleri ‘Millî Eğitim’ yaftasiyle ve devlet eliyle açılmak üzere bulunuyor. Memlekette hemen her şehirli ailenin, kızlarını bağışladığı bu törenler, Batının hiçbir (pavyon) ve (müzik hol)ünde eşine rastlanamaz bir şehvet âyinidir.” (Îman ve Aksiyon-Özlediğimiz Nesil, s. 24)

Lâdinî törenlere “bayram” denilemez                                   

İdrakleri İslâmî değerlere kapalı olduğu için Kemalistler, yâni Atatürkçüler 19 Mayıs törenlerine “millî bayram” diyorlar. Bayram İslâmî bir mefhumdur. Âyetlerde emredildiği üzere Ramazan ve Kurban Bayramlarına bayram denir. Millî kavramı milletten, millet kavramı İslâm’dan neşet eder. Dolayısıyla İslâmî anâne ve değerleri taşıyan hususî günler ancak bayram sayılabilir. Bu sebeple 19 Mayıs’a bayram demek mümkün değil. Bu törenlerin gayesi din ü millet değerlerini “redd-i miras” eden Kemalist Cumhuriyete adanmış asrî/modern kıyafetli kızlar ve gençlik yetiştirmektir.

Millî mücadele’nin rûhuyla uyuşmuyor

Kemalist Cumhuriyet’in propagandası olan 19 Mayıs törenleri Müslüman Türk milletine mânevî bir zulüm olduğu gibi ve Millî Mücadele’nin rûhuyla da uyuşmuyor. Türkiye’de dekolte kıyafetin resmî devlet törenleriyle normalleştirilmesinin tarihçesine bakıldığında karşımıza Kemalist Cumhuriyete “tapınma bayramları” olan 29 Ekim Cumhuriyet, 19 Mayıs ve 23 Nisan Törenleri çıkar. Kemalist resmî ideolojiyi ve vesayeti tahkim etmek için birer vasıtadır bu törenler. Kemalizm’in “tartışılmaz” ve “yanılmaz” Tek Adamıyla Cumhuriyet Devletini aynîleştirmektir. Prof. Dr. Âfet İnan “Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler” kitabında 1930’larda “İtalya ve Almanya’da sivil ve askerî resmî geçitler rağbette idi” diyerek 19 Mayıs’ın Tek Adam ideolojisine vurgu yapar.

D. Mehmet Doğan, 19 Mayıs’ın ve diğer ideolojik bayramların “lidere uluhiyet” olarak yapıldığını yazıyor: “Laik Cumhuriyet’in ‘bayram’ kelimesini kullanması kelimenin halk nazarındaki itibarıyla alâkalıdır. Cumhuriyet Bayramı, Hâkimiyet-i Milliye Bayramı (Sonradan Çocuk bayramı), Zafer Bayramı ve nihayet 19 Mayıs Bayramı işte Cumhuriyet’in ideolojisini pekiştirmek için ihdas ettiği ‘millî bayram’lardır. Bu ‘bayram’ların sonuncusu 19 Mayıs Bayramı’dır, 20 Haziran 1938’de kanun çıkarılmış ve bu durumda ilk kutlama da resmî olarak 1939’da yapılmıştır. Bu ilk kutlama günü Cumhuriyet imzalı başyazıda ilgi çekici cümleler vardır: ‘Bugün, bizi yaratan Adamın Anadolu’ya ilk ayak bastığı gündür ve çünki O, bugün ilk defa olarak, büyük bayramımıza güneşle beraber yukarıdan iştirak ediyor.’ Lidere uluhiyet (tanrılık) isnad etmek başka nasıl olur?” (D. Mehmet Doğan, 19 Mayısınızı bayramaklarım!, TYB.org.tr., 19 Mayıs, 2021)

Hülâsa ifadeyle, Batı’dan ithal edilen bu resmî törenler Kemalist ilkeler istikametinde milleti modernleştirme projesidir. Stalinist dikta rejimlerinin törenlerinden, Avrupa ve Amerikan “bağımsızlık kutlamalarından” kopya edilen bu törenler Millî Mücadele’nin rûhuna ihânet eden pozitivist Cumhuriyetin ideolojik “kutsamasıdır.”

19 Mayıs millî mücadele’yi başlatma bayramı olmalı

Sözün özü; 19 Mayıs 1919 tarihî hakikatine kavuşturulmak isteniyorsa, Millî Mücadele’yi Başlatma Bayramı olarak kutlanmalıdır. 19 Mayıs hamlesinin devamını getiren Kongrelerin toplanmasında, Heyet-i Temsiliye’nin oluşturulmasında birinci derecede âmil olan Kâzım Karabekir Paşa’nın, Millî Mücadele'ye irşad vazifesiyle katılan Şeyh Ahmed Şerîf Senûsî gibi kanaat önderlerinin, din âlimlerinin ve İslâm şairi Mehmed Âkif’in İstiklâl Harbi’ne hizmetleri Millî Eğitim Bakanlığı, Türk Tarih Kurumu ve üniversite mensuplarınca her 19 Mayıs’ta anlatılmalıdır.(ilbeyali@hotmail.com)      

Bu yazı toplam 179 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim