• İstanbul 17 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 17 °C
  • Bolu 9 °C
  • Bursa 11 °C

A. Ali Ural'dan: Neşe

A. Ali Ural'dan: Neşe
Bir balıkçı ağını neşeyle çekiyorsa denizden gümüş olur her balık, şurup olur her deniz. Bir demirci neşeyle indiriyorsa çekicini örse, dövdüğü demirden çil çil kıvılcımlar uçuşur yirmi dört ayar altın.

İbadet neşesini kaybettik belki. Yakup Kadri gibi serin bir havuza atabilseydik kendimizi güneş çekilirken tepeden, bizim de geçecekti içimizden bu cümleler, yazmasak bile: "Bir öğle sonu. Akşama doğru büyük camilerimizin birinde, tenha bir köşede, bir sütun dibine oturduğum zaman kendimi uhrevî bir mıntıkaya ermiş zannederim... Kalbimde güya bir menba açılmış gibidir. Bu menbaın suları yavaş yavaş bütün vücuduma dağılır. Bende günaha, masivaya, küfür ve isyana dair ne varsa hepsini yıkar, siler götürür. Böylece varlığımdaki bütün fena şeylerden, kısmen yabancı ellerin kanıma telkih ettiği zehirlerden kurtulurum, boşalırım. Sade seven, sade nedamet eden, sade secdeye varmış bir ruh halinde kalırım..."

"Sade secdeye varmış bir ruh" toprak kadar yakın, dağlar kadar uzak. O ruha ulaşmadan her ibadet yorgun, her güzel meşakkat. Bir makine gibi uzatamayız kolumuzu suya. Bir makine gibi dolduramayız karnımızı. Bir makine gibi uzatamayız parayı yoksula. Bir makine gibi yürüyemeyiz mabede. Bir makine gibi ellerimizi birleştirip kıpırdatamayız dudaklarımızı. Bir makine gibi tırmanamayız minbere. Bir makine gibi daldıramayız kaşığımızı çorbaya. Bir makine gibi eğilip kalkamayız. Yakup Kadri ne güzel dile getirmiş: "Zamanımızdaki abit ve zahitler günden güne alelade vazifelerini işleyen kimseler derekesine iniyorlar. Bunlar abdestlerini alırlarken, namazlarını kılarlarken ve ellerini açıp dua ederlerken adeta angarya bir işi başlarından savmaya çalışan adamlara benziyorlar..."

Dilerse bizim bin kusurlu kulluğumuzu bile kabul eder. Ümitsiz değilim. Fakat yüzlerimiz neden hâlâ asık? Çocukların orucunu bir altın mecidiyeye satın alan babaanneler nerede! Evlerin avlusunda şakalaşarak sahuru bekleyen halk. Pide kuyrukları cansız. İftar çadırları sessiz. Artık "Ramazanla nasılsın?" sorusu pek nadir soruluyor. Alınacak cevaptan korkuluyor mu ne! Hani sormuşlar Bektaşiye: "Ramazanla nasılsın?" Şöyle cevap vermiş gülümseyerek: "Pek iyiyiz erenler, ne fakir mübareği incitiyorum ne de o fakire dokunuyor."

Yahya Kemal'in Atik-Valde'den İnen Sokakta adlı bir şiiri vardır ki dokunur kalbe: "İftardan önce gittim Atik-Valde semtine,/ Kaç def'a geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,/Sessizdiler. Fakat Ramazan mâneviyyeti/ Bir tatlı intizâra çevirmiş sükûneti..." mısralarıyla başlayan bu şiirde neşesizliğin bile bir neşesi vardır ki imrenilir. Yahya Kemal "Mademki böyle duygularım kaldı çok şükür," diyerek kendini teselli etmektedir, dindar insanlara olan hayranlığını ifade ederken. Bir top gürültüsüyle sahilde gün bitmiş, oruçlar bozulmuştur. İşte o anın fotoğrafını çekmiştir şair: "Bir nurlu neş'e kapladı kerpiçten evleri./ Yârab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!/ Tenhâ sokakta kaldım oruçsuz ve neş'esiz..."

Ancak bu neşesizlik ruha gizli bir neşe verir. Közün karıştırılmasıdır, yeniden alev alma ümididir çünkü. Yeniden çiçek açma hayali kış ağacının. Neşeli oruçsuzlar çağının anlayamayacağı bir şeydir. Neşeli oruçsuzların gülüp geçecekleri bir şey. Bir ruh tarihçisidir Yahya Kemal. Not düşmüştür inancını yaşayamayanların inancını yaşayanlara imrenerek baktığı devirlere:

"...Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime; 
Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime: 
'Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür; 
Mademki böyle duygularım kaldı, çok şükür.'

29.07.2012 Zaman
Bu haber toplam 752 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim