• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 18 °C
  • Konya 12 °C
  • Sakarya 13 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 13 °C
  • Bolu 11 °C
  • Bursa 15 °C

Akü bayii tarihi hamamın hüzünlü hikâyesi

Akü bayii tarihi hamamın hüzünlü hikâyesi
Yanı başında göçüp giden tarihe kayıtsız kalıp da uzak diyarlarda yitip giden eserlerimize ağlayanlara şaşıyorum. Her gün önünden gelip geçtiğim bir hamam ve çeşme bunun şahidi! Kâmil Büyüker yazdı.
imag1090-1
Yanı başında göçüp giden tarihe kayıtsız kalıp da uzak diyarlarda yitip giden eserlerimize ağlayanlara şaşıyorum. Her gün önünden gelip geçtiğim bir hamam ve çeşme bunun şahidi! Kâmil Büyüker yazdı.

 

Adı ne olursa olsun, metruk haldeki bir eser insana çok şey söyler. En başta, “geçmiş zaman olur ki…” der. Taşa dokunursanız anlarsınız; içine girip havasını teneffüs ederseniz, duyarsınız kayıp tarihin izlerini… Duyabilene… Ya da hâlâ geçmişi olduğunu zannedebilenlere…

 

Cumhuriyetle sadece geçmişimize set çekilmedi. Geçmişi taşıyacak nesille tarihimiz, medeniyetimiz arasına da set çekildi. Hem de nasıl acımasız bir duvar örüldü. Duyarsızız, bunu kabul edelim. Zira her sabah işe giderken önünden geçtiğim, geçerken hayıflandığım metruk eseri bu kez görmek derdindeydim.

 

Fatih sınırlarında akü bayi bir hamam

İşten dönüş yolunda, Fatih sınırları içerisinde Eyüp’e giderken Ayakapı durağında (Aya Nicola Kilisesi’nin olduğu durakta) indim. Bu meçhul harabe yapıya bir bakayım istedim. Ama ne mümkün! Yıkılması an meselesi olan binanın girişinde “akü tabelası” vardı. Ve içeride akü ve onunla irtibatlı malzeme satılıyordu. Pencereleri tuğla ile örülmüştü. Yan tarafından hâlâ dokunulmamış kitabesini gördüm. Hemen fotoğrafladım. Yarım yamalak okumaya çalıştım ama hey hat! İç çekerek hemen karşısında bulunan çeşmeye döndüm. O da susuzluktan ve ilgisizlikten ağlar vaziyette idi. Onun kitabesi daha da vahim durumdaydı. Onun da hâlini fotoğraflamam icap ederdi. Elimde çektiğim fotoğraflarla tekrar yola düştüm. Daha çok hamam olduğunu düşündüğüm eserin kitabesinin fotoğrafınıDin ve Hayat Dergisi yayın kurulunda bulunan, Dr. Tuğba Aydeniz Hanımefendi’ye gönderdim. O da sağolsun kitabenin detayını bana gönderdi. Kitabede hamam olduğunu kesinleştirdiğimiz esere şöyle tarih düşürmüşlerdi:

"Muhammed lillah ber loca-yı Hürrem abad
Hezaran-ı sa'yile çün buldu itmam
Ali menzile dinledi tarih
Ki yüzü söyler şehrin bu hammam"


İSKİ Tarihi Çeşmeler Külliyat’ında da yok!

Hamam şimdilerde, belki de mal sahibi olan kişi tarafından akü şatış yeri olarak kullanılıyordu. Peki ya çeşme? Onu da İSKİ’nin 2006’da 3 cilt olarak çıkardığıTarihi Çeşmeler Külliyatı’nda bulacağımı ümit etmiştim. Ama sekiz yüze yakın tespit edilen, envanteri çıkarılan çeşmeler arasında bu çeşme maalesef yoktu. Tekrar tekrar baktım ama yoktu. Öyle ya, belki de bir çeşme eksik olsa ne olur; bir hamam, bir sebil, bir mektep, bir tekke… Şu sıra bir restorasyon mevsimi var; her yerde –layıkıyla yapıldığına inanıyoruz ya da inanmak istiyoruz- bu eserler hem de ara sokaklarda, kuytu köşelerde olmadığı hâlde neden atlanmıştır? Hâlâ anlayabilmiş değilim.

 

Elde kalan kültür varlıklarımızın envanteri yok

İSKİ, çeşme külliyatıyla büyük bir iş yapmıştır. Ama o çeşmeleri akıtacak, o çeşmelerin musluğuna, suyuna, taşına, kitabesine sahip çıkacak nesiller yetiştirme meselemiz de en ciddi mesele olarak önümüzde duruyor. Evvela her ilçe elde kalan kültür varlıklarının tamamının envanterini çıkarmalıdır. Bu işin bütçesi göz korkutsa da, herhalde hamaset edebiyatı yapmaktan daha hayırlı bir iş yapılmış oluruz. Sonrasında kültür varlıklarının haritası çıkarılmalıdır. Bir zaman Osman Nuri Ergin’in şehir rehberi ile iktifa ediyorduk ama bu eserde şimdilerde ortalıkta gözükmüyor.

 

Olmaz olmaz demeyin; siz de sildiğiniz eserle tarihin satır aralarından silinir gidersiniz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kâmil Büyüker, bir hamam ve bir çeşmeyi hüzünle yazdı.

Dünyabizim.com 

Bu haber toplam 1115 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • İkinci Kez Yolu Açık Olsun Yavuz Bülent Bakiler’in02 Ekim 2025 Perşembe 11:06
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim