Taşraya övgü
Anadolu Yakası taşra methiyesi niteliğinde. Kutlu bir dereceye kadar haklı olarak merkeze karşı taşranın değerini ve merkezi besleyiciliği özelliğini inkâr eğilimine karşı tavrını net olarak ortaya koyuyor. Taşra hakkında üstten bakan tavra karşı eleştirisini hiç çekinmeden ifade eden Kutlu, belki farkında olmadan taşrayı merkezin önüne alır gibi görünüyor. Taşrayı elbette küçümsemek son derece yanlıştır, ama unutulmamalıdır ki sanat ve edebiyat dahil her şey merkezde şekil alır ve oradan yönlendirilir. Merkez-taşra dengesinde gerçekçi olmak gerekir; ne birini küçümsemek, ne de diğerini fazla büyütmek doğrudur. Kutlu burada sanırız üstten bakan küstah tavrı eleştirmek için taşranın önemine fazlaca vurgu yapmış.
"Taşranın ahengi bir yer altı nehri gibidir. Üstündekileri besler, büyütür ama gücünün sırrını açığa vurmaz. O sebeple zâhire değil bâtına bakmak lâzımdır" cümlesi bu anlamda dengeli bir cümle.
Taşra savunması yer yer ekseninden kaysa da Kutlu'nun toplumsal ve kültürel olgular üzerine tespitleri her zamanki gibi çok yerinde ve gerektiği gibi kendimize yabancı 'kimileri'ni de iğneleyici.
Bir Anadolu çocuğunun yükselişi
Hikâye, bir Anadolu çocuğunun mümkün görünmeyen zor şartlar içerisinden sıyrılıp kendine imkân yollarını açması ve bir televizyon patronu oluşunu, bu süreçte edindiği tecrübeleri bir gazeteci vasıtasıyla sohbet şeklinde anlatışıyla sürüyor. Bazen taşradan gelmiş ve tek amacı bir televizyon sahibi olmak olan birinin ağzından, onun bilemeyeceği türden bilgi ve yorumlarla karşılaşıyoruz metinde. Bu anlarda anlatıcının karaktere fazla müdahil olduğu görülüyor. Bu da gerçekçi bir metnin inandırıcılığına gölge düşürüyor.
Nihayetinde Anadolu Yakası, isminden de anlaşılacağı üzere bir nevi 'Avrupa Yakası' şeklinde tanımlanabilecek burjuvazi ve aristokrasiye bir karşı duruş. Eser, yer yer taşrayı fazla övüyor olsa da genel itibarıyla çok sıcak ve samimi bir Anadolu savunması. Mustafa Kutlu'nun usta kaleminden çıkmış, sımsıcak bir hikâye daha Anadolu Yakası. Okumak ve yorumunu yapmak artık okuyuculara düşüyor.
03.08.2012 Milli Gazete, Kültür






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.