İfade özgürlüğü bireyin özellikle kamusal meselelerle ve otoritelerle ilgili görüş ve kanaatlerini başına 'kötü bir şey' gelmeden açıklayabilme hakkına sahip olmasıdır. Bu kötü şey diğer insanlar, gruplar ve bilhassa kamu gücünü kullanılabilen otoriteler tarafından gerçekleştirilebilir. İfade hürriyeti negatif karakterlidir. Bunun anlamı kişinin ifade özgürlüğüne sahip olması için var olması gereken şeyin onun kendini ifade etmekten engellenmemesidir. Tersinden bakarsak, ifade özgürlüğü pozitif bir özgürlük değildir; yani ifade özgürlüğünü kullanması için kişilere üçüncü şahıslar (veya bazı organlar) tarafından bir araç sağlanmasını gerektirmez. Kişiler tarafından hangi ifade araçlarının kullanılabileceği bir taraftan genel ortama diğer taraftan kişinin imkân ve kabiliyetlerine bağlıdır. Kişiler bu bakımdan teorik olarak eşit fakat fiiliyatta eşitsizdir. Meselâ, ağzı iyi laf yapan biri, iyi konuşamayan birine göre daha avantajlıdır. Eli iyi kalem tutan biri de tutmayan birine karşı. Ancak, bilinçli olarak teşhis edilebilir bir özne tarafından yaratılmadıkları sürece bu farklılıkların ifade özgürlüğü açısından hak edilmemiş eşitsizlikler teşkil ettiği söylenemez.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/atillayayla/ifade-ozgurlugunu-anlamak/52663































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.