Selim Erdoğan’ın 1982 yılından bu yana şiirleri ve öyküleri ulusal edebiyat dergilerinde (Mavera, Kayıtlar, Albatros, İkindi Yazıları, Hece, Dergâh, Melâmet, İtaki, Türk Dili ve Külliye) yayımlanıyor. Erdoğan’ın Hece Yayınlarından çıkmış “Sis” ve “Şeb-i Yelda” adlı iki kitabı var. Şairin yürüdüğü izlek ise aşk, hüzün, efkâr, ölüm korkusu, hasret, dünyada bulunmanın şaşkınlığı ve bitmeyen bir hayret.
Sakin kasabaların mahzun sokakları
Kitaba adını veren “sekerat” kelimesinin karşılığını bulmak için şairin yazdığı ithaf yazısına bakmamız yeterli:
“Kasabalı çocukların, sobaların yanında okumayı çözmeye uğraştıkları, dedelerinin kucağında ağır tütün kokusuna tanık oldukları, ihtimal genç kızların eski bir gazetenin renkli ilavesine dalıp dantelasını unuttukları akşamlarda artık sobalara pamuk kozası atılmıyor, şark bülbülü celal’in yeni çıkmış taş plağını dinlemek için kahvelere doluşmuyor kasabalılar. Çocuklar da çaput bebeklerden anlamıyor artık. Uzun kış geceleri evlerde dor atlardan konuşulmuyor, çocuklar büyük dam evlerin derin ve daracık pencerelerinden, birazdan geçecek 21.45 yük katarının arkasına takılı kapkara vagonları saymıyor artık. Aylardan yaşlıların sıtma illetinden, vebadan, kininden söz açmadıkları aydır. Aylardan harb-i sâni ayları değil. Bu yüzden, istisnasız hemen her sabah kalbini öperek ancak uyanabildiğim anneannemin “demek bir zamanlar bu oyunun içinde biz de varmışız be oğul” ağıtına karşılık “he ya, o oyunda biz de varmışız be anneannem” diyerek bu kitabımı ona ithaf ediyorum. Çünkü ondan bana tevarüs eden hayat omuzlarıma birkaç saka kuşunu kondurdu bile, Anneannem içinse perde açılmış ve başlamıştı sekerat.”
Devamı: https://www.dunyabizim.com/kitap/avlulu-evlerin-siirleri-sekerat-h40793.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.