• İstanbul 16 °C
  • Ankara 21 °C

Avrupa’nın vicdanı var mı?

D. Mehmet DOĞAN

Son hadiseler gösterdi ki, Avrupa’nın vicdanı sadece sözlüklerindeymiş! Kâğıt üzerindeymiş, slogandan ibaretmiş.

Vicdanın üstündeki Avrupa gerçeği: Hürriyet benim hakkım, refah benim hakkım! Öteki insan değil ki, dokunulmaz değerleri olsun! Öyleyse onlara esaret, yokluk ve ölüm!

*

Bizim arıdilcilerin lügatinde “vicdan” yoktu! “Bulgu, bulunç” gibi kelimeler uydurmuşlardı. Görüldü ki “bulgu” vicdan karşılığı olacak gibi değil, eh zahmet edip türetmişler, zayi olmasın diye daha sonra “icat, ihtira” karşılığı olarak dolaşıma sokmak istediler; o da olmadı en son “ilmî araştırmalarla ulaşılan sonuç” ve “Hastalık belirtisi, âraz” da karar kıldılar.

Felsefe Terimleri Sözlüğü’nde, bunlar yeterli bulunmamış olmalı ki, “törel bilinç” diye bir şey icad etmişlerdi. Vicdanı “töre”ye bağlıyorlardı.

Töre masum bir kelime mi? O zamanlar “töre cinayet”leri işleniyor muydu?

Anlayacağınız vicdan sızlatıcı işler yapmışlardı. Vicdanımız sızlarken törel bilincimiz ne âlemdeydi?

Töre neydi? Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu’nda örf ‘törü” idi, Türkçe Sözlük’ün 1945 baskısında töre “âdat ve ahlak”dı, vicdan ise bulunç! Ya vicdanlı? O da bulunçlu!

Nedense “bulunçsuz” yok sözlükte! Yoksa onlara kendi kelimeleri ile hitap edecektik. “Bu ne bulunçsuzluk!” “Ey kara bulunçlular!”

Fakat asıl mesele bu “bulunç”un bende her defasında şiddetli bir kulunca yol açması! Bir saattir omuzlarım ağrıyor, kulunç kıracak eli uz birini bulmam lâzım!

Neyse, bu sırttaki kulunç ağrısı geçer de dildeki bulunç yarası geçer mi? Kulunç kırıcılar gibi bulunç kırıcılar da var mıdır?

Vicdan kelimesine karşılık uydurmak nasıl bir vicdansızlıktır?

Bu uydurma kelimeler tutmayacağına göre asıl yapılmak istenen vicdanı unutturmak olmalıdır.

*

Avrupa dillerinde vicdan karşılığı conscience kelimesi var. Yüz yıllardır duruyor sözlüklerinde. Fransızcadan Türkçeye küçük kamusunda Hasan Bedreddin conscience’ı vicdan dışında, şuur, iç, derun, batn, zamir olarak karşılıyor.

Vicdan, iyiyi kötüden, hayrı şerden ayırmamızı sağlayan iç duygudur, ahlâk şuurudur.

Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır

Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır

Mehmed Âkif Allah korkusunun vicdana yön verdiğini söylemiyor mu? Allah’ı unutan Avrupa’nın korkusu yarın korkusu. Yüzlerce yıllık istikrarı, refahı, konforu kaybetme korkusu vicdanları köreltiyor. Sömürgeciliğin kazandırdığı yüksek standartları yitirmek dehşet verici bir şey.

Öyle olmasa Carlie Hebdo denilen çirkefin yaptıklarını fikir hürriyeti ambalajına sarıp da savunan ahlaksızlığa karşı Avrupa’dan bir ses yükselmez miydi? Herhangi bir insana hakareti reddetmek, bir insana hakareti bütün insanlara hakaret addetmek Avrupa’nın şanından değil miydi? Yoksa Avrupa’nın hümanizmi bize yutturulan bir yalancı dolma mıydı? Değil bir insan, milyarlarca müntesibi olan bir dinin peygamberine kuduzca saldırılıyor. Avrupa’nın buna karşı bir tavrı yok mu?

Biz duymadık, görmedik, okumadık. Bu ahlaksızlığa karşı çıkan vicdan sahibi bir Avrupalıyı. Avrupa bu kadar mı vicdandan yoksun bir topluluk?

Hamamın namusunu kurtarma kabilinden bile bir çıkış görmedik.

Bir haber, bize “yoksa Avrupa vicdanı göç mü etti?” Dedirtti.

Kanada başbakanı Justin Trudeau Hz. Muhammed ve Türkiye Cumhurbaşkanı hakkındaki karikatürlere karşı çıkmış. “İfade hürriyeti sınırsız olamaz, sözlerimizin ve yaptıklarımızın başkaları üzerindeki tesirinin farkında olmalıyız” demiş. Bir gezegeni ortaklaşa paylaştığımız kişilere karşı saygılı davranmamız ve onları keyfi şekilde ve boş yere incitmekten kaçınmamız gerektiğini hatırlatmış…

Kanada bir Amerika ülkesi. Birleşik Krallığın, İngiltere’nin bir dominyonu. Bu geniş ülkede 30 milyon civarında insan yaşıyor. Altı buçuk milyondan fazla Kanadalının ana dili Fransızca. Justin Trudeau da bu Fransızlardan biri!

İşte Avrupa’da vicdan yokluğunun sebebi: Avrupa’nın vicdanı hicret etmiş!

Bu yazı toplam 439 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim