Aksi takdirde yönlendirmeye ve üretime talip olamayanların, yönlendirilmeye ve tüketmeye mahkûm olacakları aşikârdır. Barış Faruk Salihoğlu yazdı.
Sanat kelimesi dilimize Arapçadan (ﺻﻨﻌﺖ) geçmiştir. Sanat terimi sözlükte aşağıdaki manalara karşılık gelmektedir:
“Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık” (TDK)
“Sözcüğün bugünkü kullanımı, batı kültürünün etkisiyle, İngilizcedeki "art" sözcüğüne yakın olsa da halk arasında biraz daha geniş anlamda kullanılır. Gerek İngilizcedeki "art" (artificial: yapay), gerek Almancadaki "kunst" (künstlich: yapay) gerekse Türkçedeki Arapça kökenli "sanat" (suni: yapay) sözcükleri içlerinde yapaylığa dair bir anlam barındırır. Sanat, bu geniş anlamında, Rönesans zamanında sıyrılmaya başlamış, ancak yakın zamana kadar zanaat ve sanat sözcükleri dönüşümlü olarak kullanılmaya devam etmiştir.” (Wikipedia)
Sanata yüklenen misyona dair tarihimizde çeşitli tartışmaların yaşandığına şahit olmaktayız. Özellikle Osmanlı Batılılaşmasının bir emaresi olarak Tanzimat aydınları arasında cereyan eden “Sanat sanat için midir?” & “Sanat toplum için midir?” tartışmaları, sanatın işlevi üzerine iki zıt görüş olarak algılanmış ve savunulmuştur. Yazımızda bu tartışmaların kökenine dair naçizane bir katkı sunma kaygısındayız.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/mercek-alti/aydinlanma-sanati-ve-muslumanlar-h41482.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.