• İstanbul 15 °C
  • Ankara 20 °C

Ayna cemâlde, cemâl aynada kendini görür

Ahmet Doğan İLBEY

Tasavvufta ayna sembolü bakan ile bakılanın, gören ile görülenin birliği mânasına gelir. Birliğin mekânı kalp ve gönüldür. Ayna ile cemâl bu mekânda buluşurlar.

Yaratılıştan bu yana cemâl aynaya ayna cemâle âşık. Ol zamandan bu güne ayna da cemâl de birbirine bakarak muhabbet ederler.

GÜZELLER AYNAYLA MUHABBET EDERLER

İslâm irfanında güzel, yâni hüsn gönül aynasıyla muhabbet eder.Hüsn aynaya baktığında kendini görür, üzerini ışık kaplar ve gülümser. Ayna da güzeli, yâni hüsn’ü gördüğü için sevinir. Bu ulvî muhabbeti Şeyh Gâlib’den dinleyelim: “Yârin âyînesi dildir dilin âyînesi yâr / Olmasın âyîne tekdîr nefesden nefese.”

Beyit şerhinin hülâsası şöyle: Birbirine öyle yakın iki ayna ki birbirinin nefesinden aynalar buğulanıp görüntü kaybolabilir. Mümin olan Sevgili (Allah) ve mümin kulu olan âşık, birbirine görüntüsü yansıyan karşılıklı iki aynadır. (Naci Okçu, Şeyh Gâlib-Hayatı- Edebi Kişiliği-Şiirlerinin Umûmî Tahlili)

Bu noktada cemâl sahibi olan kişi aynel yakîn mertebe olduğu için aynayla birlik olmuştur. Her cemâl, yâni güzel için erişilecek nokta değil ayna ile birlik olmak.

“GÜZEL KENDİ GÖRMEĞE AYNA ÎCÂD ETMİŞ”

Gazelleriyle “Yâr”in aynasında gönlünü cilalayan, canını bedeninden sıyıran şairlerin büyük atası Hazret-i Fuzûlî cemâlin aynaya meylettiğini söyler: “Yâr kendin görmeğe âyîne îcâd eylemiş / Sûret-i îcâd-ı âlemden bu ma’nâdır garaz.”                                                                                         

Şerhinden öğrendiğimiz kadarıyla diyor ki: Âlemin yaratılış sûretinden maksat, Sevgili kendisini görmek için ayna icat etmiş. Fuzûlî’nin bu mısralarında cemâl ilâhî mânadadır. Cemâl, yâni mâşuk âşıkının kendisini görmesi için aynasını tutuyor.

Edebiyat tarihçisi Nihat Sâmi Banarlı “Ayna’daki Hayâl” yazısında “Aynadaki hayâlinde kendi güzelliğini görmek isteyiş, yaradılışın da sırrıdır” diyor. Ona göre, yaradılışın sebebi güzelliktir. Güzellik gizli kalmaz, kendini sevecek gönülleri arar… Sonsuz güzel Tanrı, görülmek için yaratmak ihtiyacı duydu. Aynada hayâlini gören güzel gibi, yokluğun aynasında hüsnünü gördü. Kâinat, bu güzelliğin o aynadaki hayâlidir. Mecnun, Leylâ’ya bakmak yerine, bir aynaya baksaydı ve aynada kendini görebilseydi, kendi çehresine gönül verir, Leylâ’nın güzelliğine vurulmazdı…” (Târih ve Tasavvuf Sohbetleri)

Devamı: https://www.yenisoz.com.tr/yazarlar/ayna-cemalde-cemal-aynada-kendini-gorur-6027/

Bu yazı toplam 1157 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim