• İstanbul 16 °C
  • Ankara 5 °C
  • İzmir 15 °C
  • Konya 7 °C
  • Sakarya 15 °C
  • Şanlıurfa 15 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 10 °C
  • Bolu 6 °C
  • Bursa 15 °C

Bize hikâye okuyun arkadaş

Bize hikâye okuyun arkadaş
Recep Şükrü Güngör önderliğinde hazırlanan ve toplam 64 hikayecinin yer aldığı 'Çağdaş Yazarlarımızdan Hikâyeler' kitabı yayımlandı. Kitapta usta isimlerin yanı sıra edebiyat dünyasında yeni yeni isimleri duyulan yazarlar da var.

bize-hikye-okuyun-arkadas-medium-0Recep Şükrü Güngör önderliğinde hazırlanan ve toplam 64 hikayecinin yer aldığı 'Çağdaş Yazarlarımızdan Hikâyeler' kitabı yayımlandı. Kitapta usta isimlerin yanı sıra edebiyat dünyasında yeni yeni isimleri duyulan yazarlar da var.

Recep Şükrü Güngör'ün büyük bir özveriyle hazırladığı 'Çağdaş Yazarlarımızdan Hikâyeler' kitabı sonunda raflardaki yerini aldı. Merakla beklenen kitap birbirinden değerli hikâyecilerin eserlerini barındırıyor. Toplam 560 sayfalık kitapta toplam 64 hikâye bulunurken Recep Şükrü Güngör kitabı için şu ifadeleri kullanıyor. "İnsan söz ile var oldu, söz ile kendini buldu, yükseldi. Söz, çoğu zaman bir iletişim aracı oldu, kimileyin de yüreğin en titrek tellerine değdi de insanı dokunaklı iklimine çekti. Yürekleri ısıttı, süsledi, coşturdu...

Seçici bünyeler, daha çok, sözün bu donatan, besleyen, uyandıran işleviyle ilgilendi. Sözün en uygun kıvamında süslenip zenginleşerek aktığı ırmağın adı 'edebiyat'tır. Bundandır ki edebiyat eserleri sözün tadına varan insanların en sık uğraşı olmuştur... Deneme, hikaye, şiir, hatıra, roman, söyleşi gibi türlerin seçkin örneklerinden oluşacak bu seri, ümit ediyoruz ki hem müfredat dahilindeki metin ihtiyaçlarını karşılayacak hem de nitelikli okuma etkinliklerinde başvurulan kaynaklar olacaktır."

bize-hikye-okuyun-arkadas-medium-1Usta hikâyeciler bu kitapta buluşuyor

Kitabını tanımlarken bu cümleleri kullanan yazar Recep Şükrü Güngör kendisi de kitaba Camgöbeği Yeşili hikâyesiyle giriyor. Kitapta ayrıca Mustafa Kutlu 'Allah Bes', Rasim Özenören 'Bayrama Giderken', Sadık Yalsızuçanlar 'Kasabada Yeni Bir Martı Çizgisi', Sibel Eraslan 'İplik Kutusu', Yıldız Ramazanoğlu 'Rüya Gibi Bir Akşamüstü', A. Vahap Akbaş 'Orada O Çizginin Ötesinde', Yılmaz Yılmaz 'Gardiyanın Oğlu' Emre Miyasoğlu 'Ağıtlar Şehri' hikâyeleriyle kitapta bulunurken, ayrıca şu isimlere de rastlıyoruz: "Abdullah Harmancı, Abdülmecid Orhan, Adige Batur, Ali Ayçil, Ali Şanverdi, Alim Kahraman, Ali Ural, Arif Akpınar, Asuman Güzelce, Aykut Ertuğrul, Bülent Gündoğan, Cemal Şakar, Duran Çetin, Emrah Bilge Merdivan, Ethem Baran, Eyüp Akyüz, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, Fatma Peşken, Gülbahar Reçber, Güray Sürgü, Hüdayi Can, Hüseyin Su, Hüzeyme Yeşim Koçak, İbrahim Gökburun, İffet Oral, İsmail Demirel, Kadir Tanır, Kamil Doruk, Kamil Yeşil, Köksal Alver, Mehmet Akar, Melek Altun, Meral Afacan Bayrak, Mihriban İnan Karatepe, Murat Kaya, Murat Kaya, Murat Taş, Murat Soyak, Mustafa Oğuz, Mustafa Oral, Münire Daniş, Necati Mert, Necip Tosun, Nuhan Nebi Çam, Osman Alagöz, Salih Gülen, Selvigül Kandoğmuş Şahin, Şemsettin Yapar, Tahir Taner, Ümmühan Yapar, Yıldız Ramazanoğlu, Yunus Develi, Yunus Emre Özsaray, Zekeriya Kantaş, Zeki Bulduk ve Zeynel Toprak"

'Ağıtlar Şehri' hüzünlendiriyor

Yeni romanı 'Beyzâde' üzerine çalışmalarını yürüten ve daha önce Olmaz Hayal isimli hikâye kitabı ve Yalnızlık Rüyası romanı Konak Yayınları'ndan çıkan Emre Miyasoğlu Ağıtlar Şehri hikayesinde Filistinli küçük bir çocuğun yaşadığı olumsuzlukları usta bir dille anlatıyor. Miyasoğlu hikâyesine şu cümlelerle başlıyor: "Elinde bir taş vardı. Uzun bir bezin ucuna sarılmış ufacık bir taş.

Pamuk helvası yapan şekercinin bembeyaz arabasında, tel şekerleri sardığı gibi daireler çiziyordu havada. Durmadan, usanmadan, yorulmadan, belki de saatlerdir çeviriyordu bezin ucundaki taşı. Bir ayağı öndeydi, her şeye meydan okurcasına. Diğer ayağı da arkada, destek veriyordu susuz, yemeksiz, şekersiz, çikolatasız büyüyen küçük kardeşlerine.

Yüzünü gizleyen puşisine gözü gibi bakmıştı. Onu ekoseli bir bez parçasından çok daha önemli bir şey gibi görüyordu. Kafasındaki bu bez parçası, savaşın olgunlaştırdığı deniz mavisi gözlerine bir kat daha ciddiyet veriyordu ve yılların, yüzyılların hatta binlerce yılın mücadelesine tanıklık etmişti. Anne koyunlarında ağlayan gencecik kızların başındaki o bez parçasının basit olmadığı gibi bu da basit bir simge değildi asla.  Bir mücadelenin, bir gerçeğin olabildiğince madden şekil almasıydı bunlar..."

Eser Gedik  /  Uğur Arslan

 

29.06.2012 Milli Gazete, Kültür
Bu haber toplam 1276 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • İkinci Kez Yolu Açık Olsun Yavuz Bülent Bakiler’in02 Ekim 2025 Perşembe 11:06
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim