Yani Amerika Kürt devletini kurmayı çoktan kafasına koymuştu. Olayın serencamını daha iyi anlamak için geçmişteki bazı gelişmeleri de yeniden hatırlamakta fayda var. David L. Philips Atlantic Council kapsamında 2007 ve 2009 yıllarında Kürt meselesi ve PKK konusunda iki rapor yayınladı. O raporlar dikkatli bir şekilde okunduğunda istenilen, Kuzey Irak'taki Kürt devletine kimsenin itiraz etmemesi, hatta aksine de facto devletin güçlenmesi için gerekli desteklerin de verilmesiydi. Çünkü ABD'nin bu bölgede uzun vadeli planları vardı. Her ne kadar açıktan söylemeseler de Kürt Devleti'nin kurulmasını Batı istiyor. Yoksa Barzani'ye, Talabani'ye bu kadar destek ne diye verilsin ki?
Ayrıca İsrail Dişişleri Bakanlığı'nda eski bir görevli olan Oded Yinon'un "1980'lerde İsrail İçin Strateji" başlığını taşıyan raporunu yeniden okumakta fayda var. O raporda Irak'ın üçe bölüneceği ve kurulacak bir Kürt Devleti'nin elbette İsrail ve dolayısıyla Batı için ne kadar önemli olacağının altı çiziliyordu. Bütün bunları basit bir "komplo teorisi" gibi algılamak yanlış olur. Yaşanan bütün gelişmeler bizi sanki adım adım Kürt Devleti'ne doğru götürüyormuş gibi. Bugünden yarına olacak bir iş değil bu ama Batı'nın planları uzun vadelidir. Güncel basit vakalarla bu realite değişmez.
Yine bazı Avrupa başkentlerinde Kürt Devleti'ni içeren haritaların kol gezmesi, hatta ve hatta Türk yetkililerin olduğu yerde ayan beyan yapılmasının altını çizmek lazım. NATO kapsamındaki ülkelerde bile bu haritalar herkese gösterildi. Daha da ileri gidip Türkiye'yi üçe, dörde bölenler bile var. Türkiye bu konuda itirazlarını dile getirince hemen özür dileyip yanlışlık olmuş diyorlar. Ama çok geçmeden benzer şeyler yine yaşanıyor.
İşte Suriye meselesi bu işin mihenk taşı görevini görüyor. Sanki Suriye topraklarında Iraklı Kürtlerin -yani Barzani'nin- desteğiyle yeni bir oluşum içine giriliyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Suriye'nin toprak bütünlüğüne dikkat çekti ama gelişmeler pek umut vaat edici noktada gitmiyor. İki gün önce Zeynep Gürcanlı Hürriyet'te bu konuyla ilgili şu cümleleri kurdu: "Ankara'da rahatsızlık yaratan bir başka unsur ise Kuzey Irak'ta eğitilip, Suriye'ye gönderilen askerler. Askerlerin elindeki, Kuzey Irak'taki Kürt yönetiminin kullandığı bayrak, Ankara'nın özellikle dikkatini çekti.
Kuzey Iraklı Kürtler, hem Türkiye'deki hem de Suriye'deki Kürtlerle yakın ilişki içindeler.
Ankara'nın bu çerçevede iki büyük sıkıntısı şu:
1- PKK'nın Suriye'deki istikrarsızlıktan yararlanarak, Türkiye sınırına yakın bölgelere iyice yerleşip, terör eylemlerini Irak'tan sonra bir de bu bölgelerde yoğunlaştırması.
2. Uzun vadede Irak ile Suriye'deki Kürt bölgeleri arasında başlayacak işbirliğinin, 'Büyük Kürt devleti' hayallerini yeniden yeşertmesi, Kuzey Irak'taki Kürt yönetimi ile Türkiye arasında zorlukla kurulan iletişimin bundan zarar görmesi."
Bizim Ortadoğu'da, kriz, keşmekeş gibi gördüğümüz sorunlar Kürtler için hayallerine doğru giden bir adım oluyor. Kürtler bu konuda başta Amerika olmak üzere Batı'dan ciddi destek alıyorlar. İspatı zor ama gelişmeler apaçık ortada. Patlayan her bomba, sıkılan her kurşun, yaşanan her dram birilerinin ekmeğine yağ sürüyor.
Bugünlerde Ortadoğu'da meydana gelen gelişmeler 1990'lı yıllardaki gelişmelere o kadar benziyor ki... Çekiç Güç, 36. Paralel'de yaşananlar, Kuzey Irak'ın dokunulmaz zırha bürünmesi... Şimdi ise Suriye'nin bölünme süreci, ayrılan Kürtler, PKK'nın bu keşmekeşten faydalanması.
Tarih tekerrür ederse bu Türkiye'nin aleyhine olur. Yaşanan gelişmeleri çok iyi okumak gerekir. İsrail'in el altından İran içerisindeki faaliyetlerini de hatırlatmak gerekir. Dan Yaviv ve Yossi Melman'ın yeni yayınlanan "Armageddon Against Spies-Inside Israel's Secret Wars"ını iyi okumak gerekiyor. MOSSAD'ın özellikle İran içerisinde yaptığı faaliyetler bölgenin dengeleri açısında çok mühim. (Bu kitap ve içeriğini bir sonraki yazıda detaylı bir şekilde yazacağım.)
Ortadoğu dünyayı yeniden şekillendiriyor. Meydana gelen her gelişme bizi yakından ilgilendiriyor. Amerika'nın stratejik hamlesi her daim hazırda tuttuğu Kürt Devleti kartıdır. Kurulacak her devlet büyük güçlerin daha çok silah satması, ekonominin daha da büyümesidir. Kimse Türkiye'nin kara kaşına bakmaz. Yarın bir gün Suriye bölünürse bundan en olumsuz etkilenecek ülke Türkiye'dir. Sonra bir sabah uyanırız ve yepyeni bir Kürt devletini kucağımızda buluruz. Kimse de bize geçmiş olsun demez.
twitter.com/cemkucuk55
26.07.2012 Yeni Şafak






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.