Her birimiz kişisel tecrübemizin ışığında dünyaya ve insanlığa yönelirken çoğu zaman eksik, yetersiz kalan cümleler kuruyoruz. O cümleleri tamamlayan, ayın henüz göremediğimiz öteki yüzünün ışığıdır.
Hiç olmazsa, 200 yıldır önce Batı sömürgeciliğinin ardından emperyalizminin doğrudan yahut hileli yollarla sürdürdüğü taarruza karşı varoluş/var kalış mücadelesi üzerinden oluşan bir gündeme bağımlıyız. Bu şartlı gündemin gölgesi İslâm âleminde pek çok şeyden önce dinin nasıl anlaşılıp yaşanacağı konusundaki tartışmalara ve bunlar etrafında biçimlenen düşüncelere bir şekilde düşüyor. Kabul etmeliyiz ki, bizler modernizm sorgulaması ve buna bağlı tepkisel ağırlıklı gündem maddeleri yüzünden hak dinimizi ortak bir din usulüyle ve “mutedil” anlamı itibarıyla öğrenme şansından mahrum bir kuşaktık. Bu nedenle de çok karmaşık ve zor okumalarla “vasat ümmet” seviyesine ulaşmaya çalıştık. (“Vasat ümmet”in taşıdığı olumlu anlama karşılık bugün “vasat” kelimesi ağırlıklı olarak olumsuz bir halin ifadesinde kullanılıyor. “Mutedil” kelimesi de “vasat”ı tam olarak karşılamıyor. Ancak ideal ümmetin niteliği hayat dışı olmayan, yaşanabilir, teklifleri sağaltıcı bir içerik ve durumu, yapı ve programı ifade edebilmeli.)
Yazının devamı için: http://www.dunyabulteni.net/yazar/cihan-aktas/19900/aramizdaki-soyut-demir-perdeler































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.