Türkçede meydana gelen daralmayı “mankurtlaştırma” işlemi üzerinden açıklıyor
Bir tarafta dilimizin köküne kibrit suyu döken bu uygulama diğer tarafta ise Batı’dan gelen kelimelere kucak açmak... “Yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmak” mı demişlerdi? Ne kurtarış ama…
Aslında Türkçenin bugün içinde bulunduğu durumun sebebi,1930’larda başlayan “dil devrimi” faaliyetleridir. Çünkü dilimiz -her nekadar Atatürk sağlığında bundan vazgeçmiş ise de- “devrim”e maruzbırakılmıştır. Hatta Atatürk’ün ölümünden sonra bu faaliyetlerhızlandırılmıştır. Oluşan Türkçe, sentetik bir Türkçe, Doğan’ındeyimiyle… Yani derinliği olmayan, ifade imkânları kısıtlı, düşünmeyeteneğimizisekteye uğratan bir dil… Ayrıca bu devrim, dilimizin“laikleştirilmesine” de hizmet etmiştir. Hatta “devrimdeki amaç dililaikleştirmektir” bile denebilir.
Doğan, Türkçede meydana gelen daralmayı “mankurtlaştırma” işlemiüzerinden açıklıyor. Oluşan dil daralması, kafataslarının büyümesiengellenemese de beynin çalışmasınısınırlandırmak amacına hizmeteden işlemlerin sonucu. Yani bir nevi mankurtlaştırma işlemininsonucu… Mankurtlaştırıldık. Düşünemeyen, üretemeyen, itirazedemeyen insanlar haline getirildik. Kökünden kopmuş, hafızasınıyitirmiş bir nesil olduk. Bu durum bir soykırım değil midir gerçekten?
Mehmet Doğan’ın bir köşe yazısının başlığı “Sözlüğünüz kadar anlarsınız!” idi. Şöyle de diyebiliriz herhalde“Sözlüğümüz kadarız!”
Sözlüğü kuvvetli olanlardan olmak duasıyla…
Dilara Coşkun, dunyabizim.com































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.