• İstanbul 16 °C
  • Ankara 20 °C

Dil kapısında insanı dil terazisinde tartarlar

Ahmet Doğan İLBEY

Dil Kapısında insanı dil terazisinde tartarlar ve Bezm-i Elest’teki kelimelerle tanış olup olmadığına, ana dilindeki kelimelerin sûretini geçip geçmediğine bakarlar. Dil terazisinde tartılıp geçenler hazret-i insan vasfını kazanmış olanlardır.

Dil Kapısı hakikatin kavranış biçimidir. Bu kapı tek başına ulvî hakikat yolu değil elbet. Yollardan bir yol… Bu Kapı dilin hakikatine sâdık kalanların kalbini ihya eder, aşkın kılar ve O’na (c.c.) götürür. Akl-ı meâş” olanlar Dil Kapısını yol edinemezler. Çünkü anlamazlar lisân-ı hâlden.

Edipler şairler için bir tarikattır Dil Kapısı

Dil Kapısı pîrler, erenler, ehl-i dil vasfına sahip edipler, şairler için bir tarikat, yâni İslâm üzere “tutulan, gidilen yol ve fikirdir.” Kelimelerin sûretini aradan çıkarıp dilin mânası üstüne tâlim yaparak giderler hakikat yoluna. Dilin ve kelimelerin zâhirinden bâtınına gidip gelirler. Dil ile gönülleri sürur, kalpleri şifa bulur. Hayatlarının ve edebî sanatlarının esası dil var dilde dilden içeridir…

Dil Kapısı söz kapısı değildir

Dil Kapısı söz kapısı değildir. Herkes konuşur fakat herkesin dili olmaz. Pîrlerin dediği gibi, dili olan ayrı, konuşan ayrı... Peygamberler dışında mâna dilinin zirvesine çıkmak kimin harcı? Dil Kapısının müdâvimi olan herkesin iç evini tutuşturan ateşten bir sual: Dilin mâsivası nerede başlar, nerede biter? Bâzı hâllerde kelimeler yakar insanın dil kanatlarını...  

Dil Kapısının kanunlarına riayet gerek

Modernizme, yâni kalpsizliğe, inançsızlığa karşı duran Dil Kapısının hasbî müdavimlerinden ehl-i dil Prof. Ahmet Yüksel Özemre’ye göre “Allah bâzı kullarına kendi esrarıyla hakke’l yakîn yaşama imkânı verir. Böyleleri verilen bu hallerini söz kalıplarına dökemezler. Kitaplara dökülenler, dedikodu ve felsefedir.”

Dil Kapısında terbiye görmeyenlerin harflere dökülen sözlerinde malâyânîlik, dedikodu, zan ve benlik vardır. Bu kapıda dil tâlimi yapanların harflere döktükleri söz ve yazıda malâyânîlik, zan ve benlik olmaz. Bu sebeple Dil Kapısının kanunlarına riayet gerek. Bu Kapının en cezbeli müdâvimleri Yûnus Emre “Hak” diliyle, Mevlânâ “dilsiz dudaksız bir dille”, Fûzulî “ilâhî aşk” diliyle, insan-ı kâmiller “hâl dili” yle söz söylemiş ve Dil Kapısının kanunlarına riayet etmişler.                                                                             

Dilini mukaddeslerin emrine vermek isteyenler Dil Kapısına gitsin

Dil Kapısında tâlim edenlerin gayesi uhrevîleşmek değil, dünya gurbetinden asıl vatana uçmak için ilâhî aşka boyanmış kelimeleri kanat yapmaktır. Gönül evlerinde demlenen vehbî ilhamlarını mısralara, satırlara yâni hurufata dökseler de esas gayeleri derece derece ulviliğe giden yolun yolcusu olmaktır. Şüphesiz ki Dil Kapısı fânidir, uçmağa gitmekle biter.

Dilini, mâna âlemine götüren edebiyatın dili yapmak ve mukaddeslerin emrine vermek isteyenler Dil Kapısına intisab etsin. (ilbeyali@hotmail.com

 

 

Bu yazı toplam 116 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim