• İstanbul 15 °C
  • Ankara 26 °C

Dil Kapısı’nda tâlim etmek

Ahmet Doğan İLBEY

Kelimelerle inşa edilmiş Dil Kapısı. Lisanî bir hayat yaşamak isteyenlerin dergâhıdır bu kapı. Meydandan uzak… Dilini, yâni kelimelerini îmanına, gönlüne teslim edenlerin tekkesidir.

Dil Kapısı’nda kelimeler var, ulvî aşk ve dostluk var. Kelimeler mâveranın birer miracıdır. Etinden kemiğinden ayrılır, terbiye edilir, pişer, hamlığından kurtulur ve hakikat âlemine götüren birer yol olur. Dünyadan öteki âleme kelimelerin kuvvetiyle gidilir.

Hâl ehline göre bir meyhânedir bu kapı; aşk şarabına, yâni Hakk’ın aşkına bürünmüş kelimelerle sarhoş olunur. Halktan Hakk’a, kesretten vahdetin sırrına, halvetten mâşuka varılır.

Dil yâresi olanlar Dil Kapısı’nda şifa bulur

Hayatın anlam bilgisi kelimeler üzerinden öğrenilir. Dil yâresi olanların yarası Dil Kapısı’nda şifa bulur. Bu Kapı’da tâlim edenler, kendini vuslat ateşine atanlar, ateşten çıkıp suyun, yâni âsûde serinliğin cennetine tâlib olanlardır. Dil Kapısı’nda ateş ve su, hüzün ve gurbet bir aradadır.

Kelimelerin sûretini geçip sîretinden yapılmış edebî hayatı inşâ etmek için, dili bir ikrarı bir olmak için; gönüllerin birliği için, ben’den sen’e, sonra Bir’e ulaşmak için tâlim edilir. Bu tâlimi yapanlar Bezm-i Elest’teki söze sâdık kalanlardır.

Dil Kapısı’nı terk eden hüsrandadır

Dil Kapısı’nı terk edenler hüsrandadır, bendesi olanlar saadettirler. Bu kapıda tâlim etmeyenler, kendisine emanet verilen kelimelerin sadece lafzını konuşabilen ve etiyle uğraşanlardır. Dilin derûnundan mahrumdurlar ve sîretini zikredip çoğaltamazlar.

Dil Kapısı’nın tâlimlerinde vehbî olan da var, kesbî olanda... İlhamla gelen kelimeler aldatabilir, mâveraya kanatlandırabilir de...  Dil Kapısı’nda duranlar mecânin-i kelime, yani kelime mecnûnlarıdır... Leylâları yürekten damıtılmış kelimeler...

Dil Kapısı’nın mübarek bânileri peygamberlerdir. Hz. Âdem dünyaya gönderilirken eline önce “Kelimeler Kitabı” verilmiş. Kendini kelimelerle sınamak isteyen velilerin yolu açılmış böylece...

Yûnus ve Mevlâna, Fuzûlî ve Niyâzî-i Mısrî, Dil Kapısı’nda hakikati kendi lisanlarında söze döküp âşikâr eden, derûnlarını kelimelerin zarfına döken dervişlerdir.

Bu uluların kelimeleri istikâmetinde Dil Kapısı’na sadâkatle yüreğini taşıyanlar dünden bugüne devam ediyor. Bu kapıda durmayan bilmez, dilin aşkın bâdesi olduğunu.

Dil Kapısı bir tarikattır, bilene…

Tarik, “tutulan, gidilen yol, seçilen tarz ve fikir.” Bu mânada Dil Kapısı da bir tariktir, bilene. Pîrler, erenler, ehl-i dil vasfını haiz olan edip ve şairler dilin sûretini aradan çıkarıp dilin mânası üstüne tâlim yaparak giderler hakikat yoluna.

Onlar için bir tarikattır Dil Kapısı. Dilin ve kelimelerin zâhirinden bâtınına gidip

gelirler. Dil ile gönülleri sürur, kalpleri şifa bulur. Zikir ve sanatlarının esası “Dil var dilde dilden içeri” dir…

Bu kapı tek başına bir hakikat yolu değil elbet. Tariklerden bir tarik... Kardeş tarikatlar gibi aynı hakikatin yollarından biridir, anlayana... Dilin hakikatine sâdık kalanları aşkın kılar, O’na götürür, teslim eder. Ehl-i akıl giremez, çünkü anlamaz lisân-ı hâlden. “Akl-ı meaş” olanlar Dil Kapısı’nı tarik edinemez.

Diğer tarikler gibi Dil Kapısı da tarihten bu yana önce horlanmış. Sonra dîn-i mübin istikâmetinde insanın inşasındaki emeğinden, yâni gönüllere sürur, dimağlara fikir vermesinden dolayı itibar görmüş.

Muhakkak ki söze ve hurufata dökülenlerde malâyanîlik, dedikodu, zan ve benlik vardır. Yûnus’tan Mevlânâ’ya, Fuzûlî’den Mısrî’ye kadar bu Kapı’nın müdavimleri bu bedeli göze alarak Dil Kapısı’nı tarik edinmişler.

Dil Kapısı’nda duranların gayesi uhrevîleşmek değil, dünya gurbetinden asıl vatana uçmak için aşka boyanmış kelimeleri kanat yapmaktır. Gönül evlerinde demlenen vehbî ilhamlarını mısralara, satırlara yâni hurufata dökseler de esas gayeleri derece derece ulviliğe giden yolun yolcusu olmaktır.

Yûnus Emre Hak diliyle, Hz. Mevlânâ “Dilsiz dudaksız bir dille”, Hz. Süleyman kuş diliyle, insan-ı kâmiller hâl diliyle konuşurlardı. Dilini mukaddeslerin, dostluğun ve bediiyatın emrine vermek isteyenler Dil Kapısı’na gitsin. (ilbeyali@hotmail.com)

Bu yazı toplam 242 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim