• İstanbul 15 °C
  • Ankara 20 °C

Dil Kapısı'ndan geçenler

Ahmet Doğan İLBEY

Dil Kapısı Tûr Dağı’dır. Allah’ın vahyi Hz. Musâ’nın kalbine bu Kapı’da tecelli etti. Yusuf, Dil Kapısı’ndan geçerek vardı Mısır’a...

Züleyha, Yusuf’un Dil Kapısı’nda sınandı. Gözleri kamaştı, eşiğinden adım atamadı. Ateşlerin, yâni ten aşklarının içinde sınavı kaybetti. Sonra kurtuldu teninden ve iktidarından, geçip gitti Dil Kapısı’ndan...

Bu Kapı’dan geçenler derece derecedir. Hafif, orta ve ağır eşiklerinden geçebilenler bahtiyardır.

İNANMIŞ DİLİN PÎRLERİ

Bir daha söyleyelim: İnanmış dilin pîrleri Yûnus’la Mevlânâ, Fuzûlî ile Mısrî bu kapıdan vecd ile geçip gittiler.  İbrahim Hakkı Hazretleri, Mârifetnâmesi’nde “Dil nazargâh-ı Hûda’dır sâf kıl kim dola nûr” derken Dil Kapısı’ndaydı.

Diyor ki mübarek zat: Dil, yâni gönül Allah’ın baktığı yerdir. Orada durup saf tutanların, sebat edenlerin içine nur doğacaktır.

Dil Kapısı’nın en şedit müdavimi Hallac-ı Mansûr Dil Kapısı’nın kurallarını lüzumsuz eğleşme olarak görüp, dilin sûretini delerek ötelere geçince, yâni Dil Kapısı’nın idrakini aşınca dâra çekildi. Bu Kapı’dan vecdle girip cezbeyle geçenlerin imtihanıdır bu.

DİL KAPISI’NIN KANUNLARINA RİAYET GEREK

Asırlar önce Dîvan şairi Hayâli’nin dediği üzere: “Şol gönül (dil) kim görecek zülfünü cân etti fedâya / Ermedi dârda Mansûr onun payesine.” (Hayâlî Bey Divanı Tahlili Cermal Kurnaz, MEB Yayınları)

Onun başına gelenler misâli kimi hâllerde kelimeler yakar insanın dil kanatlarını... Bu sebeple Dil Kapısı’nına kanunlarına riayet gerek.                                                                                                                                    

İnanmış dilin düşmanı modernizme karşı duran Dil Kapısı’nın hasbî müdavimlerinden ehl-i dil Prof. Ahmet Yüksel Özemre’ye göre, Allah bâzı kullarına kendi esrarıyla hakke’l yakîn yaşama imkânı verir. Böyleleri verilen bu hallerini söz kalıplarına dökemezler. Kitaplara dökülenler, dedikodu ve felsefedir.

Âmenna! Fakat peygamberler dışında mâna dilinin zirvesine çıkmak kimin harcı? Dilin masivası nerede başlar, nerede biter? Dil Kapısı’nın müdavimi olan herkesin iç evini tutuşturan ateşten bir sual bu. Şüphesiz ki Dil Kapısı fânidir, uçmağa gitmekle biter.  

*****                                                                                                                                      DERGİLER                                                                                                                                           Bir şehir münzevîsi en çok neye sevinir? Hep belirtiğim üzere hâne-i saadetine, yâni kapısına kitap ve dergi geldiğinde pek sevinir. Bu hafta nâçiz kapımıza üç dergi birden geldi.

BERDÜCESİ Kültür, Edebiyat ve Sanat Dergisi’nin (berducesidergisi@gmail.com) 2022 / Yaz / 3. sayısı da kapımıza gelen dergiler arasındaydı. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin üç ayda bir yayınladığı ve Duran Doğan’ın Genel Yayın Müdürü olduğu bu dergi KSÜ’de edebiyat hocası olan Doç. Dr. Selim Somuncu’nun teşvikleriyle bir araya gelen ve Yayın Kurulunu oluşturan Dr. Öğrt. Gör. Esra Kirik, Canan Olpak Koç, Ayşe Farsakoğlu, Fadime Tikbaş Apak, Melek Demirdöğen, Sibel Kök, Tuğçe Gök ve derginin editörü Bilge Doğan’ın gayretleriyle çıkan bir dergidir. Derginin çıkış gayesi editör Bilge Doğan’ın “Sunuş” yazısında şöyle anlatılıyor:                                                                                      “Edebiyat ve sanat hayatın aynasıdır.” Berdücesi de gönlümüzün anlamlı yansımalarının yer aldığı bir ayna olarak yeniden vücut buldu. Bir “yaza mutluluğu” olarak misafir oluyoruz bu sefer sizlere. Berdücesi’nin ilk yazı… Ne hoş, heybemizde bir sürü güzel eser, gönlümüzde sürur okuyucularımıza selâmlıyoruz. Yeryüzüne yaz sevinçle gelirken, dimağımızdan türlü ilhamlarla kopup gelen incileri sizlere emanet ediyoruz. “Yazdan ne kaldı sana yazdan ne kaldı” diye soran şaire içinde kelimelerin çiçekler açtığı gönlümüzün nadide gözdesi Berdücesi var, diyoruz. Süreli yayınlar tarih boyunca insanlığın hâfızası olmuştur. Berdücesiyle biz de bu tarih sayfasında bir iz bırakmak istedik.Matbuat hayatının en erken dönemlerinden beri var olmuş kıymetli bir yükü omuzladık; kadınların mutfağında olduğu bir dergi çıkarıyoruz.                                                                                                                              Osmanlı’da genel kabul gören görüş; aile kurumunun temeli olan ve çocuk yetiştiren kadının eğitimli, kültürlü olmasının topluma fayda sağlayacağıydı. Bu saikle 1860’lardan itibaren kadınlara mahsus müstakil yayınlar çıkmaya başlamıştır.  “Kadınlar mâder-i insaniyettirler.” Diye bir önsözle başlar bu yayınlardan biri. Kadınlara Mahsus Gazete, İbbü’l Hakkı Mehmet Tahir Efendi’nin imtiyaz sahibi olduğu, Fatma Aliye gibi önemli yazarların yazdığı ilk kadın dergilerindendir. Şükûfezar, imtiyaz sahibi ve tüm yazarları kadın olan ilk dergidir. Mehmet Rauf, Süs ve Mehasin adlı iki kadın dergisi çıkarmıştır. Muhadderat, yayına gazete eki olarak başlayan ilk kadın dergisidir. Âyine, Selanik’te çıkan bir kadın dergisidir. Bu yayınlar, son dönem Osmanlı matbuatında öne çıkan kadınlara ait tefrikalardan bazılarıdır. Cumhuriyet’ten sonra “çağdaş/modern kadının idealize edildiği, sosyal hayattaki kadın sorunlarının ele alındığı dergiler çıkarılmış,  bunlar çoğunluk feminist akımın etkisinde, moda kavramları işlenen dergiler olmuştur. Kadın modernleşmenin / batılılaşmanın mihenk noktası olarak görülmüş ve bu dönemdeki yayınlarda bütünlüklü bir bakış açısı yakalanamamış. Günümüzde is moda, magazin ya da dinî içerikli yayınlar hariç nitelikli bir kadın, edebiyat, kültür, sanat dergisi mevcut değil. Berdücesi ilk sayısından itibaren bu işe mamzet…(…) Berdücesi, şüphesiz, edebiyat deryasında bir damladır ve sizin dimağınızda latif bir hatırlama bırakmak için şimdi siz emanet. “Okumak iki ruh arasında âşıkâne mülâkattır” diyerek aramızdaki ahenkli bağı daha da kuvvetlendirmesi temennisiyle. Bu sayıda yazanlar:                                                                                                                                      Hasibe Çerko / Sen Yabanıl Rüzgâr (şiir), Elif Sönmezışık /Mülteci Kadının Yükü (inceleme), Filiz Eneç / Taşların Uykusu(şiir), Hümeyra Yabar / Başkasının Evi (Öykü), Zeynep Sati Yalçın / Nazlı Eray: Hayatın yazmaya değer olduğunu düşündüğüm için yazıyorum (söyleşi), Merve Büyükçapar / Çatlak(öykü), Emel Karagedik / Mektup dirilticisi (inceleme), Sıddıka Zeynep Bozkuş / Kepçük (Öykü), Hilal Karaman / Arka Sıra (Öykü), Melek Demirdöğen / Çocuk ve Edebiyat (soruşturma), Ayşe Nur Kaymak / Ruh Anomometresi (şiir), Zeynep Sayman / Filmin en güzel yerinde uyuyakalmak (inceleme), Bilge Doğan / Ben Paslı Bir Çiviyim, (Öykü), Betül Karapınar / Bulunmaz Nimet (öykü), Tuğçe Gök / Fiş (Öykü), Nurcihan Kızmaz /Orta Şeker (şiir), Derya Özer / Müştak bir komedi: Şair Evlenmesi (inceleme), Sevda Deniz K. /Bir Kadın… (öykü), Feyza Nur Emiroğlu / Doğal Şehrin Hikâyesi (kitap tanıtımı), Hatice Mert Yunak / Zeytin Tarlası (öykü), Cihan Nur Ardıç / Açık Ufuk: İyi, Güzel ve Doğru Düşünmek Üzerine (kitap tanıtımı),  Seda Nur Çetinkaya / Çiçekler için bir önsöz denemesi (deneme), Yasemin Kapusuz / Kuşların Şehriyar’a ağıdı (şiir), Şule Köklü / Ekmek kokusu (öykü), Sedef Açıkgöz / Joe Wright’ın Kamerasının Jane Austen’ın “Aşk ve Gurur”una Yakınlaşması (inceleme)

*****                                                                                                                            YİTİKSÖZ                                                                                                                                  

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin yayınladığı, Genel Yayın Müdürlüğünü Duran Boz’un, Yazı İşlerini Müdürlüğünü Duran Doğan’ın yaptığı ve yayın kurulunda Prof. Dr. Mehmet Narlı, Doç. Dr. Selim Somuncu gibi değerli edebiyat hocalarının yer aldığıaldığı “Yitiksöz-sanat, edebiyat ve düşünce dergisi”nin Haziran-Temmuz 2022 / 11. sayısı ile Ağustos-Eylül 2022 12. sayısı hânemize birarada gelen dergilerdendir. Yitiksöz’ün 11. Sayısının kapağında şiirimizin aksakalı Bahaettin Karakoç’un “Ihlamurlar çiçek açtığı zaman” şiirinden bir bölüm yer almaktadır. Bu sayıda yazan bâzı isimler şunlar: İrfan Çevik, İbrahim Gökburun, Hüseyin Burak Us, Metin Kaplan, İsmail Kıllıoğlu,  Mehmet Akif Şahin, İbrahim Demirci, Hasan Keklikçi, Adem Turan, Mehmet Aycı,  Ali Sali, Nurettin Durman, Mustafa Uçurum, Arif Ay,  Erdoğan Aydoğan,  Yaşar Ercan,  Gözal İsmatova,  Süleyman Karaca, Tuğçe Kök, Sıddıka Zeynep Bozkuş,  Emel Karagedik,  Cengizhan Konuş, Seher Özkök. Bu derginin Bu derginin 12. sayısının kapağında merhum şair Mevlâna İdris’in “Kimsesiziz kime gidelim”  mısralarıyla başlayan şiirinden bir bölüm yer aşmaktadır. Bu sayıda, mümeyyiz vasfı şair olan edebiyat hocası Prof. Dr. Mehmet Narlı edebî kişiliği üzerine bir bölüm hâlinde yer alan yazılar hayli dikkat çekici olmuş. Bahtiyar Aslan’ın “Şiir Burcu’na Dair”, “Mustafa Köneçoğlu’nun “Ömürlük Yara’ya Düşülmüş Notlar ya da Mehmet Narlı’ya Şiiri”, Müge Göncü’nün “Mehmet Narlı’nın Kaleminden Romanın Bize Anlattıkları”, Şaziye Durukan’ın “Roman Sevdaları”,  Fatma Sönmez’in “Edebiyat ve Delilik Üzerine”, Abdullah Harmancı’nın “Mehmet Narlı ile Biyografi, şiir ve akademi üzerine”, Fahri Tuna’nın “Mehmet Narlı: Ömürlük Yaralarımızın Dizeye vurumu” yazıları Mehmet Narlı’nın edebî çizgisini anlatan yazılardır. Bu sayıda yazan bâzı isimler şunlar: Bünyamin K., Mehmet Aycı, İbrahim Gökburun, Hüseyin Burak Us, Mehmet Akif Şahin, Emel Karagedik,  Mehmet Şeker, Hüseyin Gök,  Bahtiyar Aslan. 

Devamı: https://www.yenisoz.com.tr/yazarlar/dil-kapisindan-gecenler-6572/                                                                                                    

Bu yazı toplam 310 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim