Cemal Kafadar’a göre milliyetçilik, “Avrupa ve (Krugman itiraz etse de) Amerika için yeniden keşfedilen bir perspektif, bir alet, bir güç odaklaştırması imkânı.” Bu bir tarihçi tespiti. Ve devam ediyor Kafadar; “ABD’de merkantilizmin, yani bir çeşit iktisadi milliyetçiliğin canlanmasından söz ediyoruz mesela. Ulus-devlet modelinin aşınmasına en çok örnek gösterilen Avrupa Birliği bizzat asınmış görünüyor. Çaresiz bir o yana bir bu yana salınıp duracak mıyız? İnsanlığın geçmişi, ‘kendi geçmişimiz’, bizi küreselleşme ve milliyetçileşme ikilemine ya birini ya diğerini mutlaklaştıran, her ikisinin kendinden emin ve küstah hallerini dayatan çerçevenin dışından bakmamızı sağlayabilecek nice hikâye sunuyor; en azından farklı yerelliklerin mümkün olduğunu, bir yer’in insanı olmanın çok farklı şekillerde yaşanabileceğini gösteren hikâyeler. Bu da onlardan biri tanesi.”
İşte o bir yere ait olma hikâyelerinden bir tanesi küçük ama muhtevalı bir kitap olarak elimizde; Kendine Ait Bir Roma. Cemal Kafadar, eserinden önce adını duyduğumuz tarihçilerimizden. Adına aşina olduktan epey sonra eserinin şöhretini duyduk ama yazdıklarını görmemiz zaman aldı; İngilizce yazılmıştı, Amerika Birleşik Devletleri’nde neşredilmişti. Between Two Worlds adıyla yazarının ‘kamu alemde tesehhür’ etmesini sağlayan eseri yazıldığı dilde ilk okuduğumda hiç dikkatimi çekmeyen şey, eserin Türkçe tercümesinde aşikâre fark ediliyordu.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/kitap/diyar-i-rum-neresidir-anadolu-mu-yoksa-roma-mi-h29289.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.